Google
 
Dün; iptal edilmiş bir çektir, Yarın; emre hazır bir senettir, Bugün ise peşin paradır, Bugünden yararlanın. (HZ. MEVLANA)

29 Mayıs 2008 Perşembe

Giderlerin Sınıflandırılması

Giderler, farklı esaslara göre sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma iç içe ve birbirini tamamlayıcı bir özellik göstermektedir. Sınıflandırmanın başlangıç noktası, giderlerin işletme için ne anlamı ifade ettiğinin belirlenmesidir. Giderlerin finansal tablolarda nasıl gösterileceğine ilişkin bir sınıflandırma başlangıcı oluşturmaktadır.

Giderlerin Finansal Tablolarda Gösterilmesi
Finansal tabloda gösterilmesi esasına göre sınıflandırıldığında, giderler Bilanço ve Gelir Tablosunda gösterilmesine göre iki grupta toplanacaktır. Bu sınıflandırmada bilançonun süreklilik ve gelir tablosunun dönemlik olma özellikleri göz önünde tutulacaktır. Eğer bir gider kaleminden gelecek hesap dönemlerinden de faydalanılacaksa bu gider kalemi Bilançoda gösterilecektir. Diğer taraftan gider sadece cari döneme ilişkin ise, gelecek hesap dönemleri ile ilişkili değilse bu tür giderler Gelir Tablosunda gösterilecektir. Bilançoda gösterilen giderler (maddi duran varlıkların alış bedelleri) ve bunların gelir tablosuna yansıyan kısımları (amortisman giderleri) sınıflandırmaya örnek olarak verilebilir.
Bilançolarda ve gelir tablosunda gösterilmesine göre giderler genel olarak
1 Yatırım giderleri
2 İşletme giderleri olarak sınıflandırılmaktadır.

Yatırım Giderleri
Mamul ya da hizmet üretmek/sunmak amacı ile yapılan ve birden çok hesap dönemini kapsayan giderlerdir ki BİLANÇO da gösterilirler. Bilanço kalemi olan bu unsurlar, tüketildikleri an gider olarak tanımlanmaktadırlar. Bu tür giderler varlıkların tüketilmeleri karşılığında gelir tablosuna aktarılırlar. Amortisman gideri, varlıkların tüketilen kısmı olarak gelir tablosuna yansıtılacaktır. Veya üretilen mamuller, satıldıkları zaman satılan mamul maliyeti olarak gelir tablosuna aktarılacaktır. Bilanço kalemleri farlı hesap dönemleri arasında devredilme özelliğine sahiptir. Varlıkların tüketilen kısmı, bilançodan çıkarılarak gelir tablosuna gider veya zarar olarak aktarılacaktır.

İşletme Giderleri
Cari döneme ilişkin olarak gerçekleştirilen faaliyetlerin parasal ifadesidir. Bu tür giderler, sadece cari döneme ilişkindir, dönemler arasında devredilemez. İşletme giderleri, stoklara dönüşebilen giderlerdir. Üretim giderleri toplamı, mamul satılana kadar, yarı mamul maliyeti ve mamul maliyeti olarak bilançoda yer alacaktır. Diğer taraftan, işletme giderleri kendi içerisinde de fonksiyonel yapıya göre sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır.

Fonksiyon Esasına Göre Giderler


Çeşit Esasına Göre Giderler

1 İLK MADDE VE MALZEME GİDERLERİ
2 İŞÇİ ÜCRET VE GİDERLERİ
3 MEMUR ÜCRET VE GİDERLERİ
4 DIŞARIDAN SAĞLANAN FAYDA VE HİZMETLER
5 ÇEŞİTLİ GİDERLER
6 VERGİ RESİM VE HARÇLAR
7 AMORTİSMAN VE TÜKENME PAYLARI
8 FİNANSMAN GİDERLERİ

Mamullere Yüklenme Esasına Göre Giderler

Giderler, gider yerleri ve mamullere yüklenme esasına göre iki gruba ayrılmaktadır:
1 Direkt giderler
2 Endirekt giderler

Direkt Giderler

Gider yerleri ve mamullere doğrudan yüklenme özelliğine sahiptirler. Doğrudan yüklenme özelliği nedeni ile herhangi bir aracı (dağıtım anahtarı) kullanılmaksızın mamullere doğrudan yüklenme ifade edilmektedir.
DİMM ve Dİ giderleri, üretilen mamullerin bünyesinde doğrudan yer alan, esas gider yeri bazında kolaylıkla izlenebilen gider türleridir. Bu nedenle bu tür giderler, mamullere doğrudan yüklenmektedir. Bu tür giderler, farklı mamuller ve gider yerleri için kolaylıkla tespit edilebilir.

Endirekt Giderler

Gider yerleri ve mamullere doğrudan yüklenme özelliğine sahip değildirler. Bu tür giderler, gider yerleri ve mamullere dağıtım anahtarı aracılığı ile yüklenmektedirler. Bu tür giderler, kullanım amaçlarına göre “üretim gider yerleri” ve “üretim dışı gider yerleri” ile ilişkilendirilebilir.
Direkt giderler dışında kalan, fakat üretim ile ilgili olan giderler, endirekt gider özelliği taşımakta olup GÜG başlığı altında toplanmaktadır. Üretim dışındaki endirekt giderler ise, dönem gideri (fonksiyonlara esasına göre) olarak kabul edilir.


Gider yerleri TDHP’ nında aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
1 Esas üretim gider yerleri
2 Yardımcı üretim gider yerleri
3 Yardımcı hizmet gider yerleri
4 Yatırım gider yerleri
5 Üretim yerleri yönetim gider yerleri
6 Araştırma ve geliştirme gider yerleri
7 Pazarlama satış ve dağıtım gider yerleri
8 Genel yönetim gider yerleri

FAALİYET HACMİNE GÖRE MALİYETLER
Faaliyet hacmindeki değişmelere göre maliyetler, aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
1 Sabit maliyetler
2 Değişken maliyetler
3 Yarı sabit maliyetler
4 Yarı değişken maliyetler

Sabit Maliyetler
Faaliyet hacmindeki değişmelere göre değişme göstermeyen, sabit kalan maliyetlerdir. Sabit maliyetlerin sabit olma özelliği iki unsura bağlıdır. Bunlardan ilki, belirli bir zaman dilimi, ikincisi ise belirli bir faaliyet hacmidir. Kısa dönemde sabit olan giderler, uzun dönemlerde değişkenlik gösterilmektedir. Belirli bir faaliyet hacminde sabit olan maliyetler, faaliyet hacmindeki artışa bağlı olarak birim faaliyet hacmi başına değişken olmaktadır. Amortisman gideri, kira ve sigorta gideri gibi maliyet unsurları, faaliyet hacmindeki değişikliklerden etkilenmemektedirler. Ancak faaliyet hacmindeki artışa bağlı olarak birim faaliyet hacmi başına düşen sabit maliyetin payı azalacaktır.


Değişken Maliyetler
Faaliyet hacmindeki değişikliklere bağlı olarak değişiklik gösteren maliyetlerdir. Faaliyet hacmindeki artış/azalışa bağlı olarak artan/azalan maliyetlerdir. Birim başına değişken maliyetler ise, sabit olmakta, değişme göstermemektedirler. Dİİİ ve Dİ ve enerji gideri gibi faaliyet hacmine göre değişme gösteren maliyet unsurları, faaliyet hacmi ile aynı yönde hareket eder.

Yarı sabit ve yarı değişken maliyetler
İşletmelerde tam anlamı ile sabit ve değişken olmayan maliyetler vardır. Faaliyet hacmi sıfır da olsa var olan ve faaliyet hacmindeki artışa bağlı olarak artış gösteren maliyetlerdir. Bu tür maliyetler, sabit ve değişken maliyet özelliklerini bünyesinde toplayan karma giderlerdir.

KAYNAK

--------------------------------------------------------------------------------

Doç. Dr. Sait Kaygusuz, Yönetim Muhasebesi, Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Maliyet ve Türleri

İşletmelerde belirli amaçlara yönelik faaliyetlerin getirilmesinde amaç elbette kâr elde etmektir. Kara ulaşmak amacı ile de işletme bir takım fedakarlıklara katlanacaktır. İşletmenin karı artırıcı ve maliyeti azaltıcı çalışmaları da fayda–maliyet arasındaki ilişkiye göre şekillenecektir. Maliyet, genel olarak belirli amaca ulaşmak için katlanılan fedakarlıkların parasal değeri olarak tanımlanmaktadır. Maliyetler, belirlenen amaçlara ulaşmanın parasal değeri olarak ifade edildiğine göre fedakarlık belirli bir şey karşılığında yapıldığında maliyet olarak tanımlanmaktadır.

Harcama-Gider-Maliyet Arasındaki İlişki
Maliyet ile birlikte gider ve harcama kavramları genellikle bir birleri ile karıştırılmaktadır. Bu nedenle bu kavramların birbirinden farklı yönleri ortaya konulmalıdır.

Harcama: Belirli bir varlık edinimi için yapılan ya da yapılacak olan ödemeleri ifade etmektedir. Geniş bir ifade ile, varlığın edinimi, hizmetin sağlanması amacı ile ödeme yapma, borçlanma ve mal verme gibi fedakarlıkların parasal ifadesidir.

10.000 TL’ lik malzeme satın alındı. Ödeme 2 ay sonra yapılacak.
10.000 TL HARCAMA dır.




Gider:
Belirli bir zaman diliminde varlıkların kullanılan ve tüketilen kısmının parasal değeridir. Gider harcama karşılığında elde edilen varlıkların tüketilen (kullanılan) kısmıdır.
7.000 TL’ lik malzeme üretime sevk edildi.
7.000 TL D.İ.M.M. GİDERİDİR




Maliyet
Daha önce de ifade edildiği gibi, belirlenen bir amaca ulaşma için katlanılan fedakarlıkların parasal değeridir. Mamul ya da hizmet üretmek için gerçekleştirilen giderlerin de toplamı maliyet olarak tanımlanmaktadır. Mamul yada hizmet üretmek amacı ile katlanılan fedakarlıkların parasal toplamıdır. Kelime itibari ile tek başına kullanılmamaktadır. Üretim maliyeti, satılan mamul maliyeti vb. gibi.

Zarar
Belirli bir amaç karşılığında yapılan faaliyetlerin parasal karşılığı giderdir. Ancak, işletme faaliyetleri açısından geçerli olmayan ve işletme amaçları ile uyuşmayan faaliyetlerin parasal karşılığı zarardır.
Üretim siparişi için ek mesai karlığında yapılan ödemeler giderdir.
Yangın nedeni ile ara verilen faaliyetlerin telafisi için ek mesai yapılması ve bunun için yapılan ödemeler ise, zarardır.

Her üç kavramı kendi arasında karşılaştırıldığında üçü arasındaki farklılık daha iyi anlaşılacaktır.
Harcama ve Gider arasındaki ilişkiye göre, harcama belirli bir hesap dönemine bağlı değildir. Gider ise belirli amacın gerçekleştirilmesi için kullanıldığı için ilgili hesap dönemine bağlı olarak ifade edilir. Gider, harcama kalemlerinin mamul üretimi için kullanılan kısmını ifade etmektedir. Harcama kalemleri bilançoda yer alırken gider kalemleri gelir tablosunda gösterilmektedir.
Gider ve Maliyet arasındaki ilişkiye göre, maliyet giderlerden oluşmaktadır. Gider, mamul üretimi için kullanımı ifade etmekte, maliyet ise üretilen mamulün parasal değerini ifade etmektedir. Maliyet, üretim faaliyetlerinde üretilen mamullerin giderleri ile hesaplanmaktadır. Maliyet, üretim sonucunda ortaya konan değerin (mamul) parasal değeridir. Maliyet, giderden daha ileri bir aşamada ortaya çıkmaktadır.
Maliyetler, faaliyetlerin yapılma amacına göre sınıflandırılmaktadır. Bir üretim işletmesi için en önemli maliyet kavramı üretim maliyetidir. Genel itibari ile maliyet;
1 Giderler toplamı olarak ifade edilen Üretim (Muhasebe) Maliyeti ve
2 Alternatif Maliyet olarak sınıflandırılmaktadır.


Üretim (Muhasebe) Maliyeti

Belirlenen amaca ulaşmak için katlanılan tüm giderler toplamıdır. Mamul ya da hizmet üretme amacı ile kullanılan malzeme, işçilere yapılan ödemeler, enerji giderleri, amortisman giderleri, yakıt ve benzeri giderlerin toplamıdır. Bu toplam mamulün üretim maliyeti olarak hesaplanmaktadır.



Fırsat Maliyeti (Alternatif Maliyet) Alternatifler seçenekler arasında karar verirken, seçeneklerden birinden vazgeçilmesi durumunda kaybedilen fayda veya kazanç fırsat maliyettir. Farklı alternatifler arasında karar vermek için, maksimum fayda veya kazancı verecek alternatife göre hareket etmek gerekecektir.

ÖRNEK
İşletmenin elinde 20.000 TL mevcuttur. Parasını değerlendirmenin iki alternatifi vardır: (1) Dolara yatırmak, (2) Euro’ ya yatırmak.

* Yukarıdaki iki seçenekten birisine yatırım yapmanın alternatif maliyeti, diğerine yatırım yapmama nedeni ile kaybedilen kazançtır. Bu durumda işletme, yüksek getiri sağlayan Euro’ ya yatırım yapacaktır. Bu yatırımın alternatif maliyeti ise, 2.000 TL’ dir.
* Aynı örneği üç alternatif açısından incelersek aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkacaktır. Yukarıdaki iki alternatife Hazine Bonosu alternatifini de ekleyelim.


İşletmenin Hazine bonosu alternatifini seçmesi durumunda alternatif maliyeti, diğer iki seçenek arasında en yüksek faydayı sağlayan Euro’ nun getirisi (5.000 TL) olacaktır. Hazine bonosu dışında diğer iki alternatife yatırım yapmanın alternatif maliyeti de hazine bonosunun getirisi (6.000 TL) olacaktır.


KAYNAK
----------------------------------------------------------------
Doç. Dr. Sait Kaygusuz, Yönetim Muhasebesi, Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Yönetim Muhasebesine Giriş

İşletmeler kâr amaçlı olarak çalışan ve faaliyetlerini ve karını devamlı artırmak amacı ile sürdüren kuruluşlardır. Elbette amaç kâr elde etmektir ancak, kara giden yolda işletmelerin faaliyetlerini belirli bir sistematik dahilinde sürdürmesi gerekmektedir. İşletmelerin yönetim faaliyetlerinin de bu amaçlara ulaşmayı sağlayacak şekilde yapılandırmak gerekecektir. Yönetim, farklı fonksiyonlar arasında bir koordinasyonun sağlanmasıdır. İşletmenin her alanında farklı faaliyete ve uzmanlık alanlarına göre fonksiyonel bir yapılanma söz konusudur. İşletmenin temel fonksiyonları arasında planlama, organizasyon, yürütme ve denetleme fonksiyonları yer almaktadır. Bu fonksiyonlar arasında koordinasyonun sağlanması gerekmektedir.

Yönetimin karar alma aşamasında, değişik alternatifleri değerlendirme ve işletme menfaatlerine en uygun seçimi yapması gerekmektedir. Yönetimin karar alması için gerçekçi ve alacağı kararları destekleyici bilgiye sahip olması gerekir. Özellikle karar almayı gerektiren durumun ortaya çıkması ve bu durum ile ilgili alternatiflerin belirlenmesi ile en uygun seçeneğin seçilmesi gerekmektedir. Bu nedenle karar verme;
1. Sorunun tanımı,
2. Sorun gidermeye yönelik faaliyetlerin alternatif yapılma şekli ve
3. Alternatifler arasında en uygun olanın seçimine yönelik bir süreçtir.

En uygun seçeneğin tercih edilmesinde elbette işletme amaçlarına paralellik sağlamak zorunluluğu göz önünde bulundurulacaktır. Amaç sadece karar verme değil, en uygun ve işletmenin genel amaçları doğrultusunda karar vermektir.

Karar verme için işletme yönetiminin karar almayı destekleyici bilgiye sahip olması gerekir. Bilgi, işlenecek ve karar verme için kullanılacaktır. Bu nedenle işletmenin kendi dinamikleri arasında iyi bir bilgi sistemi olmalıdır. Bilgi sistemi, işletme içinde gerçekleşen ve faaliyetler ile ilgili işlemlerin sistematik akışıdır. Yönetimin bilgi ihtiyacı işletmenin büyüklüğü ve faaliyet alanlarına göre değişme göstermektedir. Yönetimin ihtiyaç duyduğu bilgiye ulaşması etkin bir bilgi sisteminin varlığına bağlıdır. Bilgi sistemi, işletme içinde sayısal ve sayısal olmayan bilgilerin toplanması, işlenmesi ve amaçlara uygun olarak raporlanmasını kapsayan bir bütündür. Sayısal tabanlı bilgilerin sayısal olmayan bilgiye göre kesinlik taşıması, diğer bir ifade ile göreceli olmaması daha çok kullanılmasının temel nedenidir.

İşletmelerde bilgi sistemi olarak geçmişten günümüze gelindiğinde muhasebe bilgi sistemi işletmeler için önemli bir onumdadır. Verilecek kararları destekleyici olarak yapılandırılan muhasebe bilgi sistemi, günümüz koşullarında istatistik bilgilerin de kullanılması ile daha kapsamlı hale gelmiştir. Yönetimin her kademesinde verilecek kararların birbirini destekler nitelikte olması gerekmektedir. Bilgi sisteminde veri, işlenerek kullanıma hazır bilgi olarak yönetime sunulmaktadır (raporlama). Bu süreç işletmelerde sadece genel muhasebe fonksiyonu ile yerine getirilememektedir. Yönetim muhasebesi de, yönetimin vereceği kararları destekleyici bilgileri işleyecek ve raporlayacak bir muhasebe disiplini olarak genel muhasebeyi desteklemektedir.

YÖNETİM MUHASEBESİNİN MUHASEBE FONKSİYONU İÇİNDE YERİ

Muhasebe, işletmeler için veri toplayan ve faaliyet sonuçlarını raporlayan bir bilgi sistemidir. Bunun dışında pazarlama araştırması ve yöneylem araştırması da bilgi sitemi için kullanılan tekniklerdir. Ancak muhasebe diğerlerine göre en çok kullanılan ve kapsama alanı da işletmeler için en geniş olan bilgi sistemidir. Muhasebe dışında kalan teknikler, genelde istenildiği zaman kullanılmakta, devamlılık göstermemektedir. Diğer tekniklerin de işlemleri için muhasebe bilgilerini kullanması da muhasebenin önemini ortaya koymaktadır.

Muhasebe, işletmelerde gerçekleşen ve para ile ifade edilen mali nitelikli olayları toplayan, bunları belirli esaslar dahilinde kayıtlara geçirerek sınıflandırarak analiz hazır hale getirmek için özetleyen bir süreçtir. Belgeye dayalı olarak işlemleri kaydetme, sınıflandırma ve özetleme muhasebenin birincil fonksiyonu iken; özetlenen bu bilgilerin analiz ve yorumu da muhasebenin ikincil fonksiyonudur. Muhasebe ile işletme ile ilgili menfaat gruplarına bilgiler raporlanırken (mali tablolar aracılığı ile) işletmenin kendi içinde de bir iç raporlama sistemi ile bilgi akışı sağlanmaktadır. Sağlanan bu bilgiler işletme yönetimin vereceği kararlar için de kullanılacaktır.
İşletme içinde muhasebe fonksiyonu içinde genel muhasebe, maliyet muhasebesi ve yönetim muhasebesi gibi farklı alanlar vardır. İşletmelerde fonksiyonel yapı içerisinde yönetim muhasebesi, genel muhasebe ve maliyet muhasebesini kapsamaktadır. Genel muhasebe vergi kanunları ve diğer yasal düzenlemeler ile şekillendirilirken yönetim muhasebesinde işletmenin amaçları doğrultusunda karar verme eksenli bir yapı söz konusudur. Genel muhasebe yasal sınırlar ve yaptırımlara bağlı iken yönetim muhasebesinde işletme ve yönetimin ihtiyaçları ön plandadır. Genel muhasebe ve yönetim muhasebesi arasındaki farklılıklar aşağıda gösterilmektedir.

Genel Muhasebe ve Yönetim Muhasebesi Arasındaki Temel Farklılıklar

GENEL MUHASEBE

Dışa dönük muhasebedir
Çalışmalar yasal yaptırımlar ile gerçekleştirilmektedir
Geçmişe dönüktür
Kanıtlayıcı ve belgeye dayalı işlem yapılır
Kayıt, sınıflandırma ve özet temel amaç iken analiz ve yorum minimum düzeydedir
Geçmişe dayalı raporlama yapılır (Bilanço ve Gelir Tablosu)
Raporlarda genel nitelikli bilgiler yer almaktadır.

YÖNETİM MUHASEBESİ

İçe dönük muhasebedir
İşletmenin iç dinamikleri ve yöneticinin ihtiyaçları ile çalışmalar gerçekleştirilmektedir
Geleceğe dönüktür.
Kanıtlayıcı olsun ya da olmasın her türlü bilgi kullanılır.
Analiz, en önemli işlevidir.
Karar vermek amacı ile mali tabloların analizi ve geleceğe yönelik raporlar
(pro-forma tablolar) hazırlanır
Raporlarda ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.
Genel muhasebe ve yönetim muhasebesi arasında farklılıklar bulunmasına rağmen her iki muhasebe dalı da birbirini desteklemektedir. Genel muhasebe ile elde edilen bilgiler yönetim muhasebesi tarafından da kullanılmaktadır. İşletmenin geçmiş dönemlerdeki faaliyetleri ve bu faaliyetlerin olumlu ya da olumsuz sonuçları ve deneyim işletmenin geleceğe yönelik kararlarında belirleyici olacaktır. Yönetim muhasebesinin genel muhasebeyi kapsamı içine aldığı ve aralarındaki en önemli farklılığın genel muhasebenin yasal yaptırımlara bağlı kalmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Yönetim muhasebesi ve işletmenin diğer fonksiyonları ile ilişkisi incelendiğinde yönetim muhasebesi ile planlama, organizasyon, yürütme ve denetleme fonksiyonları arasında sıkı bir ilişki vardır. Zaten yönetim muhasebesinin de maliyet ve genel muhasebe ile amaçlarını şu şekilde ifade edebiliriz:

İşletme amaçlarına ulaşmak için gereken ve amaca uygun kararı vermek amacı ile,
1. Faaliyetlerin planlanması,
2. Planlanan faaliyetlerin amaca uygun olarak gerçekleştirilmesi için koordineli bir şekilde yürütülmesi,
3. Yürütülen faaliyetlerin hedeflere uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek için kontrol edilmesi ve
4. Faaliyet sonuçlarının ( olumlu ya da olumsuz) da raporlanmasıdır.

KAYNAK

---------------------------------------------------
Doç. Dr. Sait Kaygusuz, Yönetim Muhasebesi, Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi

10 Nisan 2008 Perşembe

Hesaplar

Hesap: Mali nitelikli olayların her bir bilanço unsurunda ve faaliyet sonucunu oluşturan her bir unsurda yarattığı değişmelerin izlenmesine yarayan çizelgeye denir.

Hesabın sol tarafına BORÇLU, sağ tarafına ALACAKLI denir.

Hesap Açmak: Mali nitelikli bir işlemin, ilgili hesabın sol veya sağ tarafına ilk kez yazılmasıdır.

Hesabı Borçlandırmak: Hesap açıldıktan sonra tutarın ilgili hesabın sol tarafına yazılmasıdır. Aktif karakterli hesaplar bu şekilde açılırlar.

Hesabı Alacaklandırmak: Hesap açıldıktan sonra tutarın ilgili hesabın sağ tarafına yazılmasıdır. Pasif karakterli hesaplar bu şekilde açılırlar.

Hesabın Borç Kalanı Vermesi: Hesabın borç (sol) tarafında yer alan tutarlar toplamının, alacak(sağ) tarafında yer alan tutarlar toplamından büyük olması durumunda aradaki fark hesabın borç(sol) tarafında görülür. Buna Borç kalanı veya borç bakiyesi de denmektedir. Genellikle aktif karakterli hesaplar borç kalanı verirler.

Hesabın Alacak Kalanı Vermesi: Hesabın borç (sol) tarafında yer alan tutarlar toplamının, alacak(sağ) tarafında yer alan tutarlar toplamından küçük olması durumunda aradaki fark hesabın alacak(sağ) tarafında görülür. Buna Alacak kalanı veya Alacak bakiyesi de denmektedir.

Genellikle pasif karakterli hesaplar alacak kalanı verirler.

Hesabın Kalan Vermemesi: Hesabın borç toplamı ile alacak toplamının eşit olmasıdır. Bu durumda hesap kapalıdır.

Aktif (Varlıklar) Hesaplar: Bilançonun sol tarafında yer alır. Bu grupta yer alan hesaplarda artış olduğu zaman borçlandırılırken, azalış olduğu zaman alacaklandırılır. Borç kalanı veren hesaplardır.

Pasif (Kaynaklar) Hesaplar: Bilançonun sağ tarafında yer alır. Bu grupta yer alan hesaplarda artış olduğu zaman alacaklandırılırken, azalış olduğu zaman borçlandırılır. Alacak kalanı veren hesaplardır.

Hesapların Sınıflandırılması

Asli Hesaplar: Kendi başlarına olayların etkilerini kesin sonuçlarıyla veren hesaplardır. Bu hesapların işleyişlerinde muhasebenin temel denklemi ve işlemin özellikleri esas alınır. Kasa, bankalar, demirbaşlar, borçlar, gelirler ve giderler gibi.

Düzenleyici Hesaplar

Bir işletmenin aktif ve pasif değerlerinin gerçek değerleriyle gösterilmesini sağlayan hesaplardır. İkiye ayrılır;

Aktifi düzenleyici hesaplar; Bilançonun pasif kısmında yer alması gerekirken düzenleyici rolü itibariyle aktif kısmında yer alan hesaplardır. Birikmiş Amortismanlar, Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı, Stok Değer Düşüklüğü Karşılığı, Menkul Kıymet Değer Düşüklüğü Karşılığı, Alacak Senetleri Reeskontu, Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri gibi.

Pasifi düzenleyici hesaplar; Bilaçonun aktif kısmında yeralması gerekirken düzenleyici rolü nedeniyle pasif kısmında yer alan hesaplardır. Borç senetleri Reeskontu, Ödenmemiş Sermaye, Dönem Net Zararı, Geçmiş Yıllar Zararları, Menkul Kıymet İhraç Farkı gibi.

Geçici Hesaplar: Tamamlanmayan işlemler ve belirli bir süre için veya konu için kullanılan hesaplardır. Kısa bir süre için kullanıldıklarından köprü vazivesi gören hesaplar olarak ta ifade edilir. Taşıdıkları kayıtlar asli hesaplara devredilerek kapatılırlar. Yoldaki Mallar gibi.

Nazım Hesapları: Varlıklarda, borçlarda ve sermayede artış veya azalış yaratmayan, ancak işletme yönetimi açısından bilinmesi gereken işlemlere ait hesaplardır. Örneğin: İşletme varlıkları içerisinde fiilen yer alan, fakat mülkiyeti işletmeye ait olmayan değerlerin izlenmesi. Bu hesaplar genellikle karşılıllı olarak işleyen hesaplardır.

ÖRNEK SORU

Aşağıdakilerden hangisi aktifi düzenleyici hesaplardan birisidir?

A) Geçmiş Yıllar Zararları

B) Menkul Kıymet İhraç Farkı

C) Borç Senetleri Reeskontu

D) Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri

E) Dönem Net Zararı

Cevap: D

HESAP PLANI

Muhasebeden beklenen bilgilerin, raporların istenildiği şekilde ve içerikte olabilmesi için, mali nitelikteki işlemlere ait verilerin etkin ve düzenli bir şekilde toplanması (belgelendirilmesi) ve kaydedilmesi gerekir. Bilgilerin muhasebe kayıtlarına geçirilmesine, işletmenin faaliyet konusuna, büyüklüğüne ve yönetimin muhasebe bilgilerinden yararlanma durumuna göre, çok sayıda, hatta yüzlerce hesap kullanılır. Bu nedenle, çeşitli hesapların bir düzen içinde olmaları ve aynı olaylarn daima aynı hesaplara kaydedilmelerini sağlamak bakımından, işletmelerin kullanacakları hesapları önceden belirleyerek bunların bir listesini, bir planını yapmaları gerekir.

Bir işletmede kullanılacak hesapların muhasebenin temel kavramları ve ilkeleri doğrultusunda sistemli bir şekilde ve gruplandırılmış olarak yer aldığı listeye hesap planı denir. Hesap planı ile mali nitelikli işlemlerin kaydı için kullanalacak hesapların belli bir sıra ve belli bir gruplama altında toplanması sağlanır.

TEK DÜZEN HESAP PLANI

Ülkemizde, finansal kurumlar dışında kalan tüm işletmeler için 1.1.1994 tarihinden itibaren Tekdüzen Hesap Planı'na (EK-1) uyma zorunluluğu getirilmiştir. Ülkemizde, işletmeler, muhasebe sistemlerini tekdüzen hesap çerçevesi ve hesap planı doğrultusunda kurmak zorundadırlar.

Tekdüzen Hesap Planının dayandığı hesap çerçevesine göre hesap sınıfları aşağıda gösterildiği gibidir:

1.DÖNEN VARLIKLAR

2.DURAN VARLIKLAR

3.KISA VADELİ YABANCI KAYNAKLAR

4.UZUN VADELİ YABANCI KAYNAKLAR

5.ÖZKAYNAKLAR

6.GELİR TABLOSU HESAPLARI

7.MALİYET HESAPLARI

8.SERBEST

9.NAZIM HESAPLAR

Tekdüzenden amaç, bütün işletmeler arasında ve muhasebe sistemi ile mali tablolar arasında uyumluluk sağlamaktır. Yukarıdaki dokuz hesap grubunun içeriği şöyledir:

Dönen varlıklar hesap grubu; nakit olarak elde ve bankada tutulan varlıklar ile normal koşullarda faaliyet dönemi içinde veya en fazla bir yıl içinde paraya çevrilmesi veya kullanılacağı düşünülen varlıklara ait hesapları kapsar.

Duran varlıklar hesap grubu, bir yıldan veya bir faaliyet döneminden daha uzun süreler için işletme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılan ve normalde satış amacı taşımayan varlıklara ait hesapları kapsar.

Kısa vadeli yabancı kaynaklar hesap grubunda; en çok bir yıl veya işletmenin faaliyet dönemi sonunda ödenecek yabancı kaynaklar yer alır.

Uzun vadeli yabancı kaynaklar ise, kredi kurumlarından, sermaye piyasasından ve işletmenin ilişkide bulunduğu üçüncü kişilerden sağlanan ve bir yıldan daha uzun sürede ödenecek olan işletme borçlarına ait hesapları içerir.

Öz kaynaklar hesap grubu; işletme sahip veya ortaklarının bilanço tarihinde işletmeye tahsis etmiş oldukları sermaye ile faaliyetlerden elde edilen fakat, işletme ortaklarına verilmeyip işletmede bırakılan kar, değer yükselmelerinin neden olduğu artışlar ve dönemin net karına ait hesapları kapsar.

Gelir tablosu grubunda; varlık veya hizmet satışlarından ve faiz, kira gibi gelir işlemleri ile gelir elde etmek amacı ile tüketilen ve sermayeyi azaltıcı etkisi olan işlemlere ait hesaplar yer alır.

Maliyet hesapları grubu; mal ve hizmetlerin planlandığı şekilde üretilmesi ve yapılması için katlanılan giderlerin toplandığı ve maliyet unsurlarına dönüştürülerek izlendiği hesapları kapsar.

Nazım hesaplar grubunda, daha önce belirtildiği gibi, varlıklarda, borçlarda ve sermayede artış veya azalış yaratmayan, ancak işletme yönetimi ve diğer ilgililer tarafından bilinmesi ve izlenmesi gereken işlemlere ait hesaplar yer alır.

ÖRNEK SORU

Bir yıldan veya bir faaliyet döneminden daha uzun süreler için işletme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılan ve normalde satış amacı taşımayan ekonomik değerlere ne ad verilir?

A) Öz sermaye

B) Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar

C) Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar

D) Dönen Varlıklar

E) Duran Varlıklar

Cevap: E

YARARLANILAN KAYNAKLAR

--------------------------------------------------------------

KPSS İşletme-Muhasebe, Konu anlatımlı A Grubu Kadrolar için, Yargı Yayınları, 2008

TC Anadolu Üniversitesi, AÖF Yayınları

24 Şubat 2008 Pazar

Temel Mali Tablolar

Mali tablolar, bir dönem içinde oluşan mali olayların işletme varlıkları ve kaynakları üzerindeki etkisini özetler. Çok sayıda mali tablo hazırlanması mümkün ve gerekli olmasına rağmen, öncelikle önem taşıyan ve mutlaka hazırlanması gereken temel mali tablolar, bilanço ve gelir tablosudur.
Ek finansal tablolar ise şunlardır:
- Satışların Maliyeti Tablosu
- Fon Akım Tablosu
- Nakit Akım Tablosu
- Kar Dağıtım Tablosu
- Özsermaye Değişim Tablosu

BİLANÇO

Bilanço ve Bilanço Eşitliği

Bilanço işletmenin belirli bir andaki varlıklarını ve bu varlıkların kaynaklarını gösteren bir tablodur. Bilanço statik (durağan) bir özellik taşır ve aynen bir fotoğraf gibi sadece hazırlandığı tarihte işletmenin durumunu gösterir.

Daha önce de belirtildiği gibi işletme kendine tahsis edilen varlıklar ile faaliyete başlar ve devam eder. Bu varlıklar kuruluşta işletme sahibinin işletmeye tahsis ettiği para, bina, teçhizat gibi varlıklar ile faaliyetler neticesinde kar elde etmek ya da borçlanmak suretiyle edindiği varlıklardan oluşabilir. Bir başka deyişle, mutlaka her varlığın bir kaynağı vardır. Bu kaynak ya işletme sahibinin varlıklar üzerindeki haklarını ifade eden sermayedir ya da üçüncü kişilerin varlıklar üzerindeki hakları olarak tanımlanabilecek borçlardır. Bunu formüle edersek,

VARLIKLAR = SERMAYE + BORÇLAR

eşitliğini elde ediyoruz.

Burada dikkat edilecek bir nokta vardır. Bir işletmenin kuruluşundan sonra işletme sahip veya ortaklarının hukuki gereklerini yerine getirerek sermayeyi artırmaları (veya azaltmaları) dışında sermaye rakamı sabittir. O halde faaliyetine devam eden bir işletme, sermaye ertırımı yapılmamışsa sadece borçlanmak suretiyle mi yeni varlıklar edinebilir? İşletme faaliyetlerinin karla sonuçlanması halinde bu kar işletmeden çekilmeyip yeni varlıklar alımında kullanılırsa yukarıdaki eşitlikte yeni varlıkların kaynağı nasıl gösterilecektir?

Bu soruların cevabı için şunları hatırlatmalıyız. İşletme faaliyetleri sonucunda yukarıdaki eşitlik asla bozulmaz, çünkü kaynağı olmayan bir varlık düşünülemez. Ayrıca kar; İşletme sahibinin varlıklarında ortaya çıkan artıştır. Buradan kar sermaye artışı olarak anlaşılıyor ise de bildiğimiz doğru da sermayenin (sermaye artırımı veya azaltımı özel halleri dışında) sabit olduğudur. O halde kar rakamı eşitliğin sağ tarafına sermaye rakamından ayrı olarak ilave edilmelidr. Veya "kar + sermaye" rakamını ifade edecek yeni bir kavram kullanılmalıdır ki bu özkaynak terimidir.

ÖZKAYNAK, işletme sahibinin haklarının kuruluş sermayesinden başka, faaliyetlerden elde edilen fakat işletme sahibine verilmeyip işletmede bırakılan karları da kapsaması halinde kullanılan bir kavramdır.

ÖZKAYNAK = SERMAYE + KAR

O halde yukarıdaki soruları şöyle cevaplandırabiliriz. Faaliyetine devam eden bir işletmede elde edilen kar işletmede bırakılarak yeni varlıkların alımında kullanılabilir. Bu taktirde varlık artışının kaynağı kardır ve bunu varlık kaynak eşitliğinde aşağıdaki gibi gösterebiliriz.

VARLIKLAR = SERMAYE + KAR + BORÇLAR

Veya;

VARLIKLAR = ÖZKAYNAK + BORÇLAR

Bilanço, hiçbir zaman bozulmayan bir varlık kaynak eşitliğine dayanan iki taraflı bir çizelgedir. Bilançonun aktif adı verilen sol tarafına varlıklar, pasif adı verilen sağ tarafına kaynaklar yazılır. Bu nedenle yukarıdaki eşitlik muhasebe eşitliği ya da bilanço eşitliği şeklinde tanımlanır.

Bilançonun aktif taraf toplamı, her zaman pasif taraf toplamına eşit olur. Bilanço, aktif ve pasif toplamlarının eşitliği anlamını taşıyan bir denklem niteliğindedir.

Bilançonun pasifi, işletme fonlarının nereden sağlandığını, aktif ise sağlanan bu fonların nerelerde kullanıldığını gösterir. İşletme fonlarının bir kısmını üçüncü kişilere borç vermek onlardan alacaklanmak şeklinde kullanabilir (Kredili satışlarda olduğu gibi). Bu taktirde fonların kullanım yerlerini gösteren aktif taraf; kasadaki para, bina, teçhizat gibi mevcutlar ile alacaklar toplamından oluşur. Bunu bilanço eşitliğinde şöyle gösterebiliriz.

MEVCUTLAR + ALACAKLAR = ÖZKAYNAK + BORÇLAR

Bilançonun Nitelikleri ve Türleri

Bilanço hazırlandığı tarihteki varlık ve kaynak yapısını gösteren statik bir tablo olduğundan mutlaka bilançonun hazırlanış tarihi bilanço üzerinde yeralmalıdır. Ayrıca bilançonun hangi işletmeye ait olduğunun da bilanço üzerinde belirtilmesi gerekir. Öte yandan hazırlanan bilançonun hangi tür bilanço olduğu ifade edilmelidir. Aşağıdaki farklı tür bilançolardan bahsedilebilir.

- Kuruluş Bilançosu

- Dönemsonu Bilançosu

- Dönembaşı Bilançosu

- Devir Bilançosu

- Birleşme Bilançosu

- Tasfiye Bilançosu

Bir işletmenin yeni kurulduğu zaman hangi varlıklara sahip olduğunu ve bunların nasıl finanse edildiğini göstermek üzere hazırlanan bilanço kuruluş bilançosudur.

Bir faaliyet dönemi (bir takvim yılı) sonunda (31 Aralıkta) hazırlanan bilanço dönemsonu bilançosudur.

Faaliyetlerine devam eden bir işletmede bir önceki dönemin dönemsonu bilançosu bu dönemin dönembaşı bilançosudur.

Bir işletmenin diğerini devralması ya da iki işletmenin yeni bir hukuki yapı altında birleşmesi şeklinde gerçekleşen işletme birleşmelerinde taraf olan işletmelerin devir veya birleşme tarihinde hazırladıkları bilançolar devir bilançosu veya birleşme bilançosu şeklinde isimlendirilir.

Bir işletmenin çeşitli nedenlerle faaliyetlerinin sona ermesi durumunda hazırlanan bilanço, tasfiye bilançosudur.

Bilançolar iki şekilde düzenlenebilir:

- Hesap şeklinde bilançolar,

- Rapor şeklinde bilançolar.

Hesap şeklinde bilançonun düzenlenmesinde aktif sol tarafta, pasif sağ tarafta yer alır.

Rapor şeklindeki bilançolarda ise önce aktif sonra pasif unsurlar alt alta sıralanır.

Hesap şeklindeki bilançoların düzenlenmesi daha alışılagelmiş bir uygulama olurken, rapor tipi bilançolar mali analiz tekniklerinin uygulanması durumunda tercih edilir.

Hangi tür olursa olsun aktif ve pasif unsurların sıralanmasında farklı ilkeler uygulanabilirse de genel kabul gören uygulama aktif unsurların en likit yani paraya en kolay çevrilebilir unsurdan en az likit yani paraya en zor çevrilebilir unsura doğru bir sıralama yapılmasıdır. Bu durumda pasif unsurlar sıralanırken de, en kısa zamanda geri ödenmesi gereken fonlar (kısa vadeli borçlar) önce, daha uzun vadede geri ödenmesi sözkonusu olan fonlar sonra yazılır.

Bilanço Karşılaştırması (Özkaynak karşılaştırması da denilebilir) Yoluyla Karın Hesaplanması

Varlıklar = Borçlar + Özkaynak şeklindeki bilanço eşitliğinde özkaynak rakamının bilinmemesi halinde;

Özkaynak = Varlıklar - Borçlar

şeklinde hesaplama yapılabileceği açıktır.

Kar kavramının tanımını hatırlatırsak, kar; işletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarında, yani özkaynaklarda ortaya çıkan artıştır. O halde bir işletmenin dönembaşı bilançosu özkaynağı
ile dönemsonu bilançosu özkaynağı karşılaştırıldığında dönem sonu bilançosundaki özkaynağı artış göstermişse bu artış kardır ya da tersi, azalış göstermişse bu azalış zarardır. Ancak bu ifadenin doğru olabilmesi için özkaynak unsuru olan sermaye rakamının sermaye atırımı yoluyla artırılmamış veya tersi azaltılmamış olması gerekir. Bir başka deyişle dönem içinde işletmeye işletmeye ilave edilen veya işletmeden çekilen kıymet yoksa kar (ya da zarar) dönemsonu özkaynak ile dönembaşı özkaynak arasındaki farktır. Eğer özkaynak rakamı dönem içinde işletmeye ilave edilen değerler (örneğin sermaye artırımı) nedeniyle artmış ise bu durumda özkaynak farkının tamamı kar olmayacak, bir kısmı ilave edilen kıymetleri ifade edecektir. O halde kar rakamına ulaşmak için ilave edilen kıymetler tutarını, özkaynak farkından düşmek gerekir. Eğer özkaynak rakamı dönem içinde işletmeden çekilen değerler (örneğin sermaye azaltımı) nedeniyle azalmış ise bu durumda özkaynak farkı kar kadar olmayacak, kar rakamından çekilen kıymet tutarı kadar daha az olacaktır. Bu taktirde kar rakamına ulaşmak için işletmeden çekilen kıymetler tutarını özkaynak farkına eklemek gerekir. Söylediklerimizi formüle edersek;

Eğer dönem içinde işletmeye ilave edilen veya işletmeden çekilen değer yoksa;

Dönemsonu Özkaynak - Dönembaşı Özkaynak = Kar (ya da Zarar)

Eğer dönem içinde işletmeye ilave edilen (örneğin yeni ortak alınması, sermayenin artırılması) veya işletmeden çekilen (örneğin ortaklarca dönem içinde karı veya nakdin çekilmesi, sermaye azaltılması) kıymetler varsa formül aşağıdaki şekli alacaktır.

Dönemsonu Özkaynak - Dönembaşı özkaynak + İşletmeden Çekilen Kıymetler - İşltmeye İlave Edilen Kıymetler = Kar (ya da Zarar)

Örnek: Dönem içinde A işletmesinden çekilen kıymet olmamış ancak işletme sermayesinin artırılması sözkonusu olmuştur. 25.000 TL borç karşılığı ve 2.000 TL de karın devredilmesi olmak üzere toplam 27.000 TL'lik sermaye artırımı şeklinde ilave edilen kıymetleri dikkate alarak formülü uygulayalım.

Dönemsonu Özkaynak - Dönembaşı özkaynak + İşletmeden Çekilen Kıymetler - İşltmeye İlave Edilen Kıymetler = Kar (ya da Zarar)

Dönemsonu özkaynak = 322.000 TL

Dönembaşı özkaynak = 300.000 TL

KAR ya da ZARAR = 322.000 - 300.000 - 27.000

ZARAR = 5.000 TL'dir.

GELİR TABLOSU

Kar yukarıda ifade edildiği üzere özkaynak farkı şeklinde hesaplanabileceği gibi bir dönem boyunca ortaya çıkan gelir ve gider arasındaki farkın alınması suretiyle de hesaplanabilir. Esasen özkaynak farkı ile karın hesaplanması sadece kar rakamının kontrolü amacıyla yapılan bir işlemdir. Çünkü bu şekilde hesaplanan kar (ya da zarar) rakamının hangi unsurlardan meydana geldiği, hangi sebeple ortaya çıktığı görülmez. Halbuki yönetici, işletmenin ana hedefi olan karı artırmanın yollarını aramak, ortaya çıkan kar (ya da zararın) oluşmasında rol oynayan gelir ve gider unsurlarını ayrıntılı olarak incelemek zorundadır. Gerekiyorsa gelirleri artırmak, giderleri azaltmak için çözümler aramak başarılı bir işletme yönetimi için kaçınılmaz bir görevdir.

Gelir Tablosunun Tanımı: Gelir tablosu, bir işletmenin bir muhasebe dönemine ait faaliyet sonucunu (kar veya zararı) bu faaliyet sonucuna nasıl ulaşıldığını gelir ve gider grupları itibariyle gösteren bir tablodur. Sonucu tek bir rakam halinde değil, bu sonucun doğmasına neden olan ve dönem boyunca ortaya çıkmış bulunan gelir ve giderleri sistematik olarak vermesi gelir tablosuna dinamik bir özellik kazandırır. Statik (durağan) bir tablo olan bilanço ile kıyaslandığında, gelir tablosunun sonuç hakkında daha ayrıntılı bilgi vermesi, bu tabloya giderek daha fazla önem verilmesine neden olmuştur. Öyleki işletmenin belli bir andaki durumunu gösteren Bilanço'yu fotoğraf olarak nitelendirirsek, dinamik bir yapıda olan Gelir Tablosu'nu da bir filme benzetebiliriz.

Gelir Tablosu Aşağıdaki bölümlerden oluşur;

A- Brüt Satışlar

B- Satış İndirimleri (-)

C- Net Satışlar

D- Satışların Maliyeti

Brüt Satış Karı veya Zararı

E- Faaliyet Karı veya Zararı

Faaliyet Karı veya Zararı

F- Diğer Faaliyetlerden Olağan Gelir ve Karlar

G- Diğer Faaliyetlerden Olağan Gider ve Zararlar

H- Finansman Giderleri

Olağan Kar veya Zarar

I- Olağandışı Gelir ve Karlar

J- Olağandışı Gider ve Zararlar

Dönem Karı veya Zararı

K- Dönem Karı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülükler Karşılıkları (-)

Dönem Net Karı veya Zararı

ÖRNEK SORULAR

SORU 1. Bir işletmenin belli bir tarihte sahip olduğu varlıklar ile varlıkların sağlandığı kaynakları gösteren tablo aşağıdakilerden hangisidir?

A) Gelir Tablosu

B) Gider Tablosu

C) Fon akım tablosu

D) Bilanço

E) Kar - Zarar Tablosu

Cevap: D

SORU 2. Bir işletmenin, cari dönemin rakamları, geçmiş dönemlerin rakamları, bütçe rakamları veya rakip işletmelere ilişkin cari dönemin rakamları ile mukayese yapılabilmesine olanak sağlayan bilanço hangisidir?

A) Basit rapor tipi bilançolar

B) Analitik rapor tipi bilançolar,

C) Karşılaştırmalı Bilançolar

D) Analitik Bilançolar

E) Mali bilançolar

Cevap: C

SORU 3. Ana şirket ile bağlı şirketlerin belli bir andaki mali durumlarını, tek ve ekonomik birimin mali durumu gibi gösteren bilanço hangisidir?

A) Mali Bilanço

B) Ticari Bilanço

C) Konsolide Bilanço

D) İşletme Bilançosu

E) Analitik Bilanço

Cevap: C

SORU 4. Mutlak rakamlar yanında, bilanço kalemlerinin çeşitli açılardan durumlarını gösteren yüzde rakamlarına da yer veren bilanço tipi hangisidir?

A) Mali Bilançolar

B) Analitik Bilançolar

C) İşletme Bilançoları

D) Hesap tipi Bilançolar

E) Konsolide Bilançolar

Cevap: B

SORU 5. İşletmenin bilançosunda yer alan kalemler şunladır.

Kasa: 15.000 TL

Alacaklar: 13.000 TL

Stoklar: 8.000 TL

Alınan Avanslar: 3.000 TL

Borçlar: 9.000 TL

Bu veriler ışığı altında işletmenin özsermayesi kaç TL'dir.

A) 8.000

B) 14.000

C) 24.000

D) 30.000

E) 42.000

Cevap: C

Çözüm:

Sermaye = Varlıklar - Borçlar

= (15.000 + 13.000 + 8.000) - (3.000 + 9.000)

= 36.000 - 12.000

= 24.000 TL'dir.

YARARLANILAN KAYNAKLAR
-------------------------------------------------------------------------------------------
GÜCENME Ümit, Genel Muhasebe, Uludağ Üniversitesi, Marmara Kitabevi Yayınları, Eylül 2000,BURSA

KPSS Soru Bankası, A Grubu Kadrolar için, Yargı Yayınları, 2007

20 Şubat 2008 Çarşamba

Muhasebe İlkeleri

Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri

Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri (İngilizce: Generally Accepted Accounting Principles, GAAP), teknik bir deyim olarak, belli bir andaki muhasebe uygulamasını kapsayan ayrıntılı muhasebe yöntem ve usullerinden meydana gelir ve muhasebeciler arasında mevcut görüş birliğinden dolayı bu ilkeler genel kabul görmüştür. Bundan ötürü de, bugün için geçerli olan bu ilkelerin zamanla gelişim ve değişime tabi olacağı da peşin olarak kabul edilmelidir.

Ülkemizde muhasebe ilkeleri konusundaki ilk çalışma, iktisadi devlet teşekkülleri için Tekdüzen Hesap Planının geliştirilmesi sırasında ele alınmış ve Amerikan Muhasebe Uygulamaları örnek alınarak belirlenen muhasebe kavramı ve ilkeleri uygulamalara rehber olması amacıyla Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yayınlanmıştır. Daha sonra, Sermaye Piyasası Kurulu'nun 01/02/1984 tarihli (Seri:VIII, No 7) tebliği ile bu tebliği yürürlükten kaldıran 29 Ocak 1989 tarihli (Seri: XI, No. 1) SP Kurulu tebliğinde muhasebenin temel kavramları ve muhasebe ilkeleri konusu ele alınmıştır. Ancak özel sektör ve kamu sektöründeki tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlayıcı olmak üzere, bunlar tarafından muhasebe uygulamalarında ve mali tabloların düzenlenmesi esnasında uymakla zorunlu oldukları "Muhasebenin Temel Kavramları" ve "Mali Tablolar İlkeleri" 26 Aralık 1992 tarihli Maliye Bakanlığı Tebliği ile getirilmiştir. Biz burada sadece Muhasebenin Temel Kavramları'nı açıklayıp sınavlarda çıkabilecek soru tiplerini göreceğiz. Buna göre muhasebenin temel kavramları aşağıdaki gibidir.

1. Sosyal Sorumluluk Kavramı: Bu kavram, muhasebenin işlevini yerine getirme hususundaki sorumluluğunu belirtmekte ve muhasebenin kapsamını, anlamını, yerini ve amacını göstermektedir. Sosyal sorumluluk kavramı, muhasebenin organizasyonunda, muhasebe uygulamalarının yürütülmesinde ve mali tabloların düzenlenmesi ve sunulmasında; belli kişi veya grupların değil, tüm toplumun çıkarlarının gözetilmesi ve dolayısıyla bilgi üretiminde gerçeğe uygun, tarafsız ve dürüst davranılması gereğini ifade eder.

2. Kişilik Kavramı: Bu kavram; işletmenin sahip veya ortaklarından, yöneticilerinden, personelinden ve diğer ilgililerden ayrı bir kişiliğe sahip olduğunu ve o işletmenin muhasebe işlemlerinin sadece bu kişilik adına yürütülmesi gerektiğini öngörür.

3. İşletmenin Sürekliliği Kavramı: Bu kavram, işletmelerin faaliyetlerini bir süreye bağlı olmaksızın sürdüreceğini ifade eder. Bu nedenle işletme sahiplerinin ya da hissedarlarının yaşam süreleriyle bağlı değildir. İşletmenin sürekliliği kavramı maliyet esasının temelini oluşturur.
Bu kavramın, işletmeler açısından geçerliliğinin bulunmadığı veya ortadan kalktığı durumlarda ise bu husus mali tabloların dipnotlarında açıklanır.

4. Dönemsellik Kavramı: Dönemsellik Kavramı işletmenin sürekliliği kavramı uyarınca sınırsız kabul edilen ömrünün, belli dönemlere bölünmesi ve her dönemin faaliyet sonuçlarının diğer dönemlerden bağımsız olarak saptanmasıdır. Gelir ve giderlerin tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilmesi, hasılat, gelir ve karların aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırılması bu kavramın gereğidir.
Bu kavramın, işletmeler açısından geçerliliğinin bulunmadığı veya ortadan kalktığı durumlarda ise bu husus mali tabloların dipnotlarında açıklanır.

5. Parayla Ölçülme Kavramı: Bu kavram, parayla ölçülebilen iktisadi olay ve işlemlerin muhasebeye ortak bir ölçü olarak para birimiyle yansıtılmasını ifade eder. Muhasebe işlemleri ulusal para birimine göre yapılır.


6. Maliyet Esası Kavramı:
Bu kavram; para mevcudu, alacaklar ve maliyetinin belirlenmesi mümkün veya uygun olmayan diğer kalemler hariç, işletme tarafından edinilen varlık ve hizmetlerin muhasebeleştirilmesinde, bunların elde edilme maliyetlerinin esas alınması gereğini ifade eder.

7. Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı: Bu kavram, muhasebe kayıtlarının gerçek durumu yansıtan ve usulüne uygun olarak düzenlenmiş objektif belgelere dayandırılması ve muhasebe kayıtlarına esas alınacak yöntemlerin seçilmesinde tarafsız ve ön yargısız davranılması gereğini ifade eder.

8. Tutarlılık Kavramı: Bu kavram, muhasebe uygulamaları için seçilen muhasebe politikalarının, birbirini izleyen dönemlerde değiştirilmeden uygulanması gereğini ifade eder. İşletmelerin mali durumunun, faaliyet sonuçlarının ve bunlara ilişkin yorumların karşılaştırılabilir olması bu kavramın amacını oluşturur. Tutarlılık kavramı, benzer olay ve işlemlerde, kayıt düzenleri ile değerleme ölçülerinin değişmezliğini ve mali talolarda biçim ve içerik yönünden tek düzeni öngörür. Geçerli nedenlerin bulunduğu durumlarda, işletmeler uyguladıkları muhasebe politikalarını değiştirebilirler. Ancak bu değişikliklerin ve bunların parasal etkilerinin mali tabloların dipnotlarında açıklanması zorunludur.

9. Tam Açıklama Kavramı: Bu kavram; mali tabloların, bu tablolardan yararlanacak kişi ve kuruluşların doğru karar vermelerine yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anlaşılır olmasını ifade eder.

Mali tablolarda finansal bilgilerin tam olarak açıklanması yanında, mali tablo kalemleri kapsamında yer almayan ancak alınacak kararları etkileyebilecek, gerçekleşmesi muhtemel olaylara da yer verilmesi bu kavramın gereğidir.

10. İhtiyatlılık Kavramı: Muhafazakarlık veya tutuculuk kavramı da denilen bu kavram, muhasebe olaylarında temkinli davranılması ve işletmenin karşılaşabileceği risklerin gözönüne alınması gereğini ifade eder. Bu kavramın sonucu olarak, işletmeler, muhtemel giderleri ve zararları için karşılık ayırırlar, muhtemel gelir ve karları için ise gerçekleşme dönemlerine kadar herhangi bir muhasebe işlemi yapmazlar. Ancak bu kavram gizli yedekler veya gereğinden fazla karşılıklar ayrılmasına gerekçe oluşturamaz.

11. Önemlilik Kavramı: Bu kavram, bir hesap kalemi veya mali bir olayın nisbi(oransal) ağırlık ve değerinin, mali tablolara dayanılarak yapılacak değerlemeleri veya alınacak kararları etkileyebilecek düzeyde olmasını ifade eder.

Önemli hesap kalemleri, finansal olaylar ve diğer hususların mali tablolarda yer alması zorunludur.

12. Özün Önceliği Kavramı: Bu kavram işlemlerin muhasebeye yansıtılmasında ve onlara ilişkin değerlemelerin yapılmasında biçimlerinden çok özlerinin esas alınması gereğini ifade eder.

Genel olarak işlemlerin biçimleri ve özleri paralel olmakla birlikte, bazı durumlarda farklılıklar ortaya çıkabilir. Bu taktirde, özün biçime önceliği esastır.


ÖRNEK SORULAR


SORU 1. Para ve alacaklar dışındaki bütün aktifler ile gider kalemlerinin elde edilme bedelleri ile muhasebeleştirilmesi gereğini ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tutarlılık Kavramı

B) Tarafsızlık Kavramı

C) Parayla Ölçülme Kavramı

D) İhtiyatlılık Kavramı

E) Maliyet Esası Kavramı

Cevap: E) Maliyet Esası Kavramı


SORU 2. İşletme çalışmalarının sonuçlarının belli zamanlara ait olması gereğini ifade eden kavram aşağıdakilerden hangisidir?

A) İşletmelerin Sürekliliği Kavramı

B) Dönemsellik Kavramı

C) Özün Önceliği Kavramı

D) İhtiyatlılık Kavramı

E) Parayla Ölçülme Kavramı

Cevap: B) Dönemsellik Kavramı


SORU 3. Muhasebenin en önemli kavramı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Tutarlılık Kavramı

B) Parayla Ölçülme Kavramı

C) Süreklilik Kavramı

D) Dönemsellik Kavramı

E) Sosyal Sorumluluk Kavramı

Cevap: E) Sosyal Sorumluluk Kavramı


SORU 4. Hangi muhasebe kavramı Anonim - Limited ve Paylı Komandit şirketlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur?

A) Süreklilik Kavramı

B) Maliyet Esası Kavramı

C) İhtiyatlılık Kavramı

D) Tutarlılık Kavramı

E) Önemlilik Kavramı

Cevap: A) Süreklilik Kavramı


SORU 5. İşletme varlıklarının piyasa değeri yerine maliyet değeri ile muhasebeleştirilmesi yolundaki uygulamayı destekleyen muhasebe kavramı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Dönemsellik Kavramı

B) Tutarlılık kavramı

C) İşletmenin Sürekliliği Kavramı

D) Para ölçüsü kavramı

E) İhtiyatlılık Kavramı

Cevap: C) İşletmenin Sürekliliği Kavramı

YARARLANILAN KAYNAKLAR

-----------------------------------------------------------------------

GÜCENME Ümit, Genel Muhasebe, Uludağ Üniversitesi, Marmara Kitabevi Yayınları, Eylül 2000,BURSA

KPSS Soru Bankası, A Grubu Kadrolar için, Yargı Yayınları, 2007

http://tr.wikipedia.org/wiki/Genel_Kabul_Görmüş_Muhasebe_İlkeleri

Muhasebe Türleri

Muhasebe Türleri

Muhasebe türleri dendiğinde, herbirinde farklı ilke ve kuralların uygulandığı anlaşılmamalıdır. Muhasebe türlerini ortaya çıkaran işletme türleridir. İşletmeler farklı niteliklere sahip olduğunda ve farklı faaliyet alanlarında bulunduğunda herbirinin muhasebeye olan ihtiyacı farklı olacaktır.

Muhasebe türleri çeşitli kaynaklarda farklı farklı belirtilmektedir. Biz burada bir sınıflandırma yapacak olursak;

a) Genel Muhasebe (Finansal Muhasebe)
b) İhtisas Muhasebeleri

olarak iki grubta toplayabiliriz.

a) Genel Muhasebe, her türlü işletmede ortaya çıkan aynı tip işlemlerin kaydedilmesi ve bu bilgilerden yararlanılmasını sağlar. Genel Muhasebeyi kullanan işletme türleri şöyle sıralanabilir.

* Ticaret İşletmeleri
* Üretim İşletmeleri
* Hizmet İşletmeleri

Ticaret işletmeleri, aldıkları malların şeklini değiştirmeden olduğu gibi satan işletmelerdir. Bu tür işletmelerdeki tüm işlemler malı alım-satımı şeklindedir.

Üretim işletmeleri aldıkları malların şeklini veya bileşimini değiştirmek üzere bir üretim faaliyetinde bulunurlar ve ürettikleri malları üçüncü kişilere satarlar. Bu tür işletmeler üretim maliyetlerini hesaplamak ve böylece satış fiyatını saptamak zorundadırlar.

Hizmet İşletmeleri, banka, sigorta ve otel işletmeleri ile nakliye işletmeleri ve aracı kurumlar gibi hizmet üretip satan işletmelerdir.

b) İhtisas Muhasebeleri, ticaret işletmeleri dışında kalan işletme türlerinin muhasebe ihtiyaçları nedeniyle ortaya çıkmıştır ve aşağıdaki gibi sıralanabilir;

- Üretim işletmeleri genel muhasebe yanında maliyet muhasebesini,
- Banka işletmeleri, banka muhasebesini,
- Sigorta işletmeleri, sigorta muhasebesini,
- Otel işletmeleri, otel işletmeleri muhasebesini,
- Nakliye işletmeleri, nakliye işletmeleri muhasebesini,
- Aracı kurumlar, aracı kurum muhasebesini genel muhasebe ile birlikte ve genel muhasebe ilkeleri doğrultusunda kullanır.

Ayrıca; İşletme içinde oluşan olayları saptama ve kaydetmenin yanında, planlama faaliyetlerinde, yürütme ve denetim alanlarına giren çeşitli karar işlemlerinde, olayların yorumlanmasını, zamanında ve yeterli bilgileri taşıyan raporlarla yöneticilere yansıtılmasında etkin bir görevi olan yönetim muhasebeside önemli bir muhasebe türüdür.

Öte yandan hangi tür olursa olsun işletmelerin muhasebe bilgilerinin yönetim kararlarında kullanılması sözkonusudur. Bunun için defter tutmanın ötesinde çalışmaları gerektiren "mali analiz ve yönetim muhasebesi" muhasebenin bir branşıdırlar. Analiz ve yorumun sağlıklı olabilmesi için muhasebe verilerinin doğru ve samimi olmasını sağlamak üzere yapılan denetim çalışmaları "Muhasebe Denetimi" branşını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca işletmelerin ortaklık şeklinde kurulması halinde uyulması gereken yasal zorunlulukları kayda almak üzere geliştirilen "Şirketler Muhasebesi" de bir muhasebe öğretisi olarak ortaya çıkmıştır.

Genel Muhasebe, bütün muhasebe türleri ve öğretilerindeki temel kavram ve ilkeleri ortaya koyar. Ticaret işletmeleri tarafından kullanılan genel muhasebe ilk basamaktır ve muhasebe öğretiminin temelini oluşturur. Bu temeli bilen bir kişinin ihtisas muhasebelerini öğrenmesi ve uygulaması kolaylaşır.

KAYNAKÇA
------------------------------------------------------------------------------
GÜCENME Ümit, Genel Muhasebe, Uludağ Üniversitesi, Marmara Kitabevi Yayınları, Eylül 2000,BURSA

http://www.muhasebeogretmeni.com/genelmuhasebe.doc

19 Şubat 2008 Salı

Muhasebeye Giriş

İŞLETME VE MUHASEBE

İşletme Fonksiyonları: Üretim, Pazarlama, Finansman.

Genel İşletme Fonksiyonları: Yönetim (Planlama, örgütleme, yöneltme, düzenleştirme, koordinasyon ve denetim) fonksiyonu ile Organizasyon fonksiyonundan oluşur.

İşletmenin Varlıkları ve Kaynakları:

Bir işletme, kurucusu olan sahip ve ortaklarından ayrı bir kişiliğe sahiptir. İşletmenin mal varlığı da sahip veya ortakların mal varlığından ayrıdır. İlk kurulduğu zaman işletmenin mal varlığı, kurucu sahip ve ortakları tarafından işletmeye tahsis edilmiş bulunan varlıklardır. Faaliyetlerine devam edip varlıklarını iyi kullanarak, kar elde ettikçe veya faaliyetler sırasında üçüncü kişilerden borç almak suretiyle işletme, kuruluştaki varlıklarını artırabilir. Bir başka deyişle işletme ilk kurulduğu zaman, işletmenin sahip olduğu tüm varlıkların kaynağı sahip veya ortakların işletmeye tahsis ettiği sermayedir. Sahip veya ortaklar bu sermayeyi (parayı) işletmeye kar olarak geri alabilmek amacıyla vermişlerdir. Eğer varlıklar iyi kullanılırsa, işletmenin elde ettiği kar sahip ve ortakların hakkıdır. Bu karı isterlerse, işletmeden geri alırlar, isterlerse daha sonra almak üzere bir süre için veya tamamen işletmede bırakırlar. O halde sermaye ve kar kavramlarını tanımlarsak ;

SERMAYE, işletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarıdır.

KAR, işletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarında ortaya çıkan artıştır. Eğer sahip veya ortaklar karı geri almayıp işletmede bırakırlarsa, işletmenin faaliyetleri için kullanacağı sermayesi (kaynağı) artmış olacağından, işletme bu yeni kaynağı ya para olarak elinde tutacak, ya da yeni bir varlık almak suretiyle varlıklarını artıracaktır.

İşletme varlıklarını artırmak için üçüncü kişilerden borç alma yoluna da başvurabilir. İşletmenin kendi kişiliği (birinci kişi) ve işletmenin sahip ve ortaklarından (ikinci kişi) farklı bir kaynak sağlayan işletme dışındaki kişiler (üçüncü kişiler) işletmeye borç verdikleri taktirde bu borç miktarı kadar varlıklar üzerinde hak sahibi olurlar. Çünkü işletme aldığı bu borcu ya para olarak varlıkları arasında tutacak ya da faaliyette kullanmak üzere yeni bir makina, teçhizat alacaktır. Öyleyse;

BORÇLAR, üçüncü kişilerin varlıklar üzerindeki haklarını ifade eder.

İşletmenin varlıkları ya sahip veya ortaklarca ya da üçüncü kişilerce finanse edilir. Bir başka deyişle, işletme varlıkları için ya sermaye ya da borçlanmak suretiyle kaynak sağlanır. Her varlığın mutlaka bir kaynağı vardır. Kaynağı olmayan, finanse edilmemiş bir varlık sözkonusu olmayacağına göre işletmenin toplam varlıkları ile toplam kaynakları birbirine eşittir.


TOPLAM VARLIKLAR = TOPLAM KAYNAKLAR

Varlıklar ya sermaye ya da borçlanmak suretiyle alınabileceğine göre, toplam kaynaklar, sermaye ve borçlardan oluşmaktadır. O halde aynı eşitliği aşağıdaki şekilde de yazabiliriz.

VARLIKLAR = SERMAYE + BORÇLAR

İşletmenin faaliyetleri sırasında yeni kaynaklar elde etmesi ve bunlarla yeni varlıklar edinmesi ya da kaynaklarla varlıklarında azalmalar olması kaçınılmazdır. Ancak işletme faaliyetlerinin ne derece olumlu olduğunu görebilmek için mutlaka bu değişikliklerin tespit edilmesi ve izlenmesi gerekir. İşte muhasebenin konusu, işletme varlıkları ve kaynakları üzerinde değişme yaratan mali nitelikteki olaylardır.

Muhasebe işletme ile ilgilidir. Ancak İşletmede ortaya çıkan her olayla ilgilenmez. Bir bankanın müdürü, işletme yöneticisini ziyarete geldiyse, bu olay muhasebeyi ilgilendirmez. Ancak banka müdürü ile işletme yöneticisinin yaptıkları konuşma neticesinde işletme bankadan kredi alma hakkını elde edip bu krediyi para olarak bankadan sağladığında işletme borçlanarak kaynaklarını ve varlıklarını artırmış olacağından bu olay muhasebenin konusunu oluşturacaktır.

Hangi olaylar muhasebenin konusunu teşkil eder? Buradaki kriter şudur. Ortaya çıkan olay, işletme varlıklarında veya kaynaklarında ya da herikisinde birden değişme yaratıyorsa, bu olay para ile ifade edilebilen ve mali nitelik taşıyan bir olaydır ve muhasebe bu tür olaylarla ilgilenir. Bir olayın muhasebeye konu olabilmesi için mali nitelik taşıması ve para ile ifade edilebilmei gerekir.

MUHASEBE KAVRAMI

Muhasebenin Tanımı: Muhasebe, bir işletmedeki mali olayların hesaplara ve defterlere geçirilme kurallarını ortaya koyan ve böylece bu olayların sonuçlarının analiz edilip görülmesini sağlayan bilimdir. Bir başka deyişle muhasebe, işletmenin varlıkları ve kaynakları üzerinde değişme yaratan mali nitelikteki ve para ile ifade edilebilen olayların kaydedilmesi, sınıflandırılması, özetlenmesi, analiz edilmesi ve yorumlanmasıdır.

Mali olayların kaydedilmesi, bunların belirli kurallara ve tarih sırasına göre defterlere geçirilip izlenmesidir. Sınıflandırma, tarih sırasına göre kayda alınan bilgilerin aynı özelliğe sahip olanların gruplandırılarak ayrı kümeler halinde toplanmasıdır. Özetleme, belli bir dönem içinde kaydedilip sınıflandırılan bilgilerin raporlar haline getirilerek ilgili kişilerin kullanımına sunulmasıdır.

Muhasebenin; kaydetme, sınıflama ve özetleyerek bu bilgileri raporlar halinde sunma şeklinde yerine getirdiği ilk üç işlev, "defter tutma (Bookkeeping)" olarak tanımlanır. Oysa muhasebe (Accounting), defter tutma yanında özetlenip raporlar halinde sunulan bilgilerin analiz edilmesi ve yorumlanması şeklindeki işlevleri de yerine getirerek muhasebe bilgilerinin ilgili kişilerce kullanılabilir hale gelmesini sağlar. O halde muhasebenin ilk aşaması olan defter tutma, bir işletme hakkındaki muhasebe bilgilerinin toplanıp biraraya getirilmesini ifade ederken, ikinci aşaması, ilgili gruplarca çeşitli kararların alınmasına dayanak olmasını sağlamak üzere çeşitli bilim dallarıyla ilişki kurarak ve bir takım teknikleri kullanarak bu bilgilerin anlamlı ve kullanılabilir olmasını ifade eder. Muhasebenin bir bilim olmasını sağlayan da, ikinci aşamada gerçekleştirdiği işlevlerdir. Buradan anlaşıldığı gibi muhasebe, deter tutmadan daha geniş bir kavramdır ve daha fazla bilgi ve tecrübe gerektirir.

Çeşitli yazarlar muhasebeyi farklı şekillerde tanımlamışlar, bazı tanımlarda muhasebe bir tekniktir, bazılarında bir bilimdir şeklinde ifadeler yer almıştır. Muhasebenin ilk aşaması olan defter tutma bir teknik olarak tanımlanabilirse de, ikinci aşama olan analiz ve yorum yapılırken işletme, ekonomi, istatistik bilimi kurallarına ve çeşitli kantitatif tekniklere başvurmak gerekir. Üstelik bir bütün olarak muhasebe, hukuk ve maliye bilimi ile sıkı bir ilişki içindedir. Muhasebe sosyal bir bilimdir.

Muhasebe Bilgilerini Kimler Kullanır?

Çeşitli kişiler farklı amaçlar nedeniyle işletmeyle ilgilidirler ve işletme hakkında bilgi almak isterler. Bir işletme hakkında, yöneticisinin, ortaklarının kimler olduğu işletmenin ne tür faaliyet gösterdiği, kuruluş yeri, büyüklüğü, pazar payı ve rekabet gücü gibi bilgiler elbette ilgilenen kişiye fikir verecek nitelikte bilgilerdir, ancak çoğu zaman yeterli değildir. Elde edilen niteliksel bilgilerin doğruluğunu tespit etmek ve işletmeyi daha yakından tanımak, karlılık durumu ve mali gücü hakkında fikir sahibi olabilmek için işletme hakkında niceliksel(ölçülebilir) bilgiler elde edilmesi gerekir. İşletme hakkındaki niceliksel bilgilerin, ancak o işletmenin muhasebe verileri ve muhasebe raporlarından görülebilir. Bir işletmenin kendini tanıyabilmesi ve tanıtabilmesi ancak muhasebe ile mümkün olur. Muhasebe bir işletmenin dilidir.

İşletme ile ilgili taraflar(muhasebe bilgilerini kullananlar); yöneticiler, işletme sahibi veya ortaklar, borç para verenler, işletmede çalışanlar, devlet ve tüm kamuoyudur.

ÖRNEK SORULAR

SORU 1. İşletme sahiplerinin varlıklar üzerindeki haklarının değer olarak ifade edilmesine ne ad verilir?

A) Aktif B) Kaynak C) Varlık D) Sermaye E) Gelir

Cevap: D) Sermaye

SORU 2. Aşağıdakilerden hangisi muhasebenin temel fonksiyonlarından birisi değildir?

A) Kaydetme

B) Rapor Etme

C) Değerleme

D) Yorumlama

E) Sınıflandırma

Cevap: C) Değerleme

SORU 3. Aşağıdakilerden hangisi genel işletme fonksiyonudur?

A) Üretim fonksiyonu

B) Pazarlama fonksiyonu

C) Finansman fonksiyonu

D) Yönetim fonksiyonu

E) Personel fonksiyonu

Cevap: D) Yönetim fonksiyonu

KAYNAKÇA

------------------------------------------------------------------------------

GÜCENME Ümit, Genel Muhasebe, Uludağ Üniversitesi, Marmara Kitabevi Yayınları, Eylül 2000,BURSA

KPSS Soru Bankası, A Grubu Kadrolar için, Yargı Yayınları, 2007

18 Şubat 2008 Pazartesi

Atatürk Köşesi

Atatürk Diyorki;

Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.

Bu memleket dünyanın beklemediği, asla umutetmediği ayrıcalıklı bir varoluşa sahne oldu. Bu sahne en az 7 bin senelik bir Türk beşiğidir. Beşik doğanın rüzgarıyla sallandı; beşiğin içindeki çocuk doğanın yağmurlarıyla yıkandı, o çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu sonra onlara alıştı; Onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu, Doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu... Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.

Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.

Biz Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklâle timsal olmuş bir milletiz.

Söz konusu olan vatansa, gerisi teferruat.

Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız.

Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare, cumhuriyet idaresidir.

Gerçi bize milliyetçi derler. Ama, biz öyle milliyetçileriz ki, işbirliği eden bütün milletlere hürmet ve riayet ederiz. Onların milliyetlerinin bütün icaplarını tanırız. Bizim milliyetçiliğimiz herhalde hodbince ve mağrurca bir milliyetçilik değildir.

Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur.

Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.

Her fert istediğini düşünmek, istediğine inanmak, kendine mahsus siyasi bir fikre sahip olmak, seçtiği bir dinin icaplarını yapmak veya yapmamak hak ve hürriyetine sahiptir. Kimsenin fikrine ve vicdanına hakim olunamaz.

Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır.

İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan mürekkeptir. Kabil midir ki, bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünlüğü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki, bir cismin yarısı toprağa zincirlerle bağlı kaldıkça öteki kısmı göklere yükselebilsin?

Hiçbir zafer amaç değildir. Zafer, ancak kendisinden daha büyük bir amacı elde etmek için belli başlı bir vasıtadır.

Tam bağımsızlık, ancak ekonomik bağımsızlıkla mümkündür.

Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.

Yeni Türkiye Devleti temellerini süngüyle değil, süngünün de dayandığı ekonomi ile kuracaktır. Yeni Türkiye Devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye Devleti bir ekonomi devleti olacaktır.

Google 23 İp ucu

1. Google telefon defteriniz olabilir. Arama kutusuna kişinin adını, şehrini ve oturduğu semti yazın, Google size telefon ve adres listesini çıkarsın. Bu özellik, iş telefonları içinde geçerli. Bonus: Google tam tersi bir dizin olarak çalışabilir; elinizde sadece telefon numarası varsa, numarayı yazın, sonuçlarda göreceksiniz.

2. Google hesap makineniz olabilir. Arama kutusuna bir matematik problemi yazın, bırakın Google sizin için hesaplasın. Eşitlikleri yazı halinde yazabilir (iki artı iki, on iki bölü üç), sayıları ve sembolleri kullanabilir (2+2, 12/3) veya her ikisinin kombinasyonunu yazabilirsiniz. ( on milyon* pi, 'nın % 15'i)

3. Uzun olsa daha iyi, ama kısa da olur. Google bir veya iki kelimeye kadar yapılan aramalarda bile yüksek kaliteli sonuç çıkarmak üzere tasarlanmıştır. Fakat aralara bir iki sözcük serpiştirmek, daha iyi sonuç elde etmenizi sağlayacaktır.Örneğin: Üniversitelere giriş hakkında bilgi elde etmek istiyorsanız, üniversitenin isminin ardından kabul yazın, daha iyi sonuç elde edersiniz.

4. Kesin sonuç istiyorsanız tırnak işaretlerini kullanın. Kutuya "arama bitti" yazdığınızda, Google size rock grubu Survivor'ın şarkısını çıkaracaktır. Fakat tırnak işaretlerini kaldırırsanız, aradığınızla daha az alakalı sonuçlara ulaşmanız mümkün. Sebebi şu: Aradıklarınıza tırnak işareti eklenince, Google yazdığınız sözcüğün aynısını bulmasını istediğinizi anlıyor. Bu tırnak işaretleri sayesinde, şarkı isimleri, insanların isimleri ya da "olmak ya da olmamak" gibi klasikleşmiş sözleri bulmanız kolaylaşıyor.

5. Google sözlüğünüz olabilir. Aradığınız İngilizce sözcüğün başına define (tanımla) yazın, Google size kısa tanımını çıkarsın.

6. Büyük harfin önemi yok. Kendinize zaman ayırın, ellerinizi yormayın: Boşu boşuna shift tuşuna basmayın. 2. Kraliçe Elizabeth'i aramakla 2. kraliçe elizabeth'i aramanın bir farkı yok. Sözcüklerinizi ister büyük harfle, ister küçük harfle yazın, Google ikisine de aynı cevabı verir. Gerçi Kraliçe büyük yazılsın ister ya...Bonus: Google, arama sözcüklerinde tırnak işaretsiz kullanılan ve, dır, dir, veya gibi sözcükleri dikkate almaz. Bu sözcükleri eklemeniz arama sonuçlarını etkilemez ya da değiştirmez, yani onları kullanmasanız da olur.

7. Çoğul kelimeleri boş verin. Google otomatik olarak bir kelimeyi köklerine ve eklerine kadar inceler, o yüzden de ayrı ayrı arama yapmanıza gerek kalmaz. Mesela; dans, dansçı, dansçılar. Bu sözcüklerden birini yazmanız yeterli, Google gerisini halleder, bütün sonuçları tek bir listede verir.

8. Resim bulun. Paris Hilton'un mu, yoksa Paris Hilton Hotel'in resmini mi arıyorsunuz? Arama kutusunun üzerindeki Grafikler bağlantısını tıklayın, aramanızı girin. Google size, veritabanında bulunan bir milyar grafikten, aradığınıza en uygun olanlarını çıkarsınBonus: Grafik arama sayesinde normal arama sonuçlarında bulamayacağınız web sitelerine ulaşabilirsiniz.

9. Haritalar, karayolları ve uydu görüntüleri, hepsi bir tık uzağınızda.Gideceğiniz yere giden en hızlı yolu bulmanın yolu, arama kutusuna şehrin ya da kasabanın ismini (ya da sadece posta kodunu) girmektir.Örneğin; Washington yazın, Google size direkt olarak harita ve yol hizmeti maps.google.com'a göndersin. Ayrıca Yahoo ya da MapQuest'i de seçebilirsiniz. Böylece kıyaslamanız kolay olur, ikinci bir fikir edinmiş olursunuz. Google Haritaları'nda, ister standart izleme ister fareye tıklayarak ileri geri zum yapmanızı sağlayan uydudan görüntülemeyi seçin. Büyük işyerlerinin listesi de vardır.

10. Bugün nereye gitmek istiyorsunuz? Ziyaret etmek istediğiniz web sitesinin ismini biliyorsanız, ismi Google arama kutusuna yazın, enter'a basın ve Google sizi anında siteye yönlendirsin

11. Dünyadaki kütüphanelere göz atın. Print.google.com'a bir konu yazın. Google'ın tarayıp, veritabanına dizinlediği gerçek kitaplar hakkına bilgilere ulaşın. Telif hakkı satın alınmamış olan eserlere göz atabilir veya eserlerin tamamını okuyabilirsiniz; diğerleri için yalnızca birkaç sayfa okuyabilir, beğendiğiniz takdirde satın alabilirsiniz.

12. Canınız istediğinizde GOOGLE'u arayın. Telefon numaralarını, yol tariflerini, sinema saatlerini, borsa haberleri ve fazlasını cep telefonunuza getiriyoruz. Aramanızı (Amerika telefonlarından) 46645 nolu numaraya mesaj çekin ve arama motoru anında geri mesaj atsın. (Türkiye'den wap ile 466453'e gidip, harf yerine, harfe karşılık gelen rakamları yazacaksınız. Boşluk 0, tırnak işareti'dir)

13. Kendimi Şanslı Hissediyorum. Bir arama terimi girin. Google ana sayfasında bu butona basın, uzun uzun sonuç listeleri görmek yerine, Google sizi anında aradığınıza en çok uyan web sayfasına yönlendirsin.

14. Google haber spikeriniz olabilir. Google Haberler'e, ister arama kutusunun üzerindeki "Haberler" bağlantısıyla, ister news.google.com'dan ulaşabilirsiniz. Ve bir dakikada politika, ticaret, teknoloji, eğlence, sağlık, spor ve daha fazlasını öğrenin. Google haberler arama kutusuna ilgilendiğiniz konuyu yazın, 4500 küsur küresel haber kaynağından en yeni haberlere ulaşın.Bonus: Haberle ilgili ayrıntılı bilgi için, google.com/alerts'e üye olun. En güncel haberler ve web bağlantılarının uyarıları e-postanıza gelsin.

15. Google hava durumu sunucunuz olabilir. Hava durumu yazıp, ardından posta kodunuzu ya da şehrinizi yazın. Google size o anki hava durumu ile ilk dört günün tahmini hava şartlarını versin.

16. Araştırmacı olun. Google en popüler ve yeni sonuçları listenin en başında verir. Birinci ya da ikinci sayfadan sonraki sonuçlara bakın, araştırma projeniz için gerekli eski, unutulmuş sayfaları bulun. Ayrıca Google'ın ağı tarayıp indirirken topladığı web sitelerinin "gizli" versiyonlarını bulun. Bu sayfalar arama sonuç sayfasının sonunda, mavi bir bağlantıyla verilir. Gizli versiyonu, sayfanın eski olanıdır. Sayfanın şimdiki versiyonu değişmiş olsa bile, genelde aradıklarınızı içerir. Örneğin; orijinal hikâyeyi şu an sitesinden kaldırmış bir haber sitesi.Bonus: Gizli versiyonda aramanız, hangi sayfada olursa olsun koyu harflerle gösterilir. Uzun belgeleri birbirine eklemeniz gerektiğinde, bu çok yararlı bir uygulamadır.

17. Âlim olun. Google Akademi sayesinde ciddi araştırmalar yapabilir, binlerce bilimsel ve akademik belgeye ulaşabilirsiniz. Scholar.google.com adresinde arama kutusuna aramanızı girin, basılı kaynaklardaki makalelere ve belgelere ulaşın.

18. Sihirli ~. Klavyenizde yer alan "~" dalgalı şekli Google aramalarını kolaylaştırır. Arada hiç boşluk bırakmadan, yazdığınız kelimenin önüne koyun, böylece Google hem kelimeyi hem de eşanlamlarını bulur.Örneğin: ~oto yazdığınızda, karşınıza arabalar, kamyonlar ve otomobillerle ilgili sayfalar çıkacaktır.

19. Her sayfada daha fazla sonuç görüntüleyin. Arama kutusunun sağ tarafındaki "tercihler" bağlantısı, Google aramalarının ayarını yapma imkânı sunuyor, buna bir sayfada kaç tane sonuç görüntüleneceği de dahil. Sayfada gördüğünüz standart 10, 20, 30 sayıları dışında daha yüksek sayılar seçerek, tek sayfayla daha çok sonuca ulaşın.

20. Diğer dillere tercüme edin. Ana sayfada arama kutusunun sağ tarafında da bulunan "Dil Araçları" bağlantısı, Google'ın otomatik çeviri hizmeti ile diğer dillerde yapılan yayınları harekete geçirir. Bu sayfada, istediğiniz metni, sayısızca dile çevirebilirsiniz. (İngilizceden İspanyolcaya, Fransızcadan Almancaya, Çinceden İngilizceye...) Veya dilediğiniz bir web sayfasının tamamını, yalnızca adresini girerek çevirin.

21. Anında borsadan haber alın. Arama kutusuna borsacılık sembollerinden birini girin, anında New York Stock Exchange, American Stock Exchange ya da NASDAQ'ta listelenen kamu şirketlerinden istediğiniz hisse senedine ya da çizelgesine ulaşın.

22. PG dereceli sonuçlara ulaşın. Seks eğitimi gibi ciddi bir konu üzerine yapılan bir aramada, hoş karşılanmayacak sonuçlarla karşılaşmamak için, Google, sonuçların daha oturaklı ve seviyeli olması için opsiyonel GüvenliArama filtresi sunmaktadır. Arama kutusunun yanındaki "tercihler" bağlantısına basıp, GüvenliArama ayarlarını yapın ("sıkı", "orta" veya "filtre yok" seçeneklerini seçin).

23. Google'a dikkatle bakın. Arama kutusunun üzerindeki "more" (diğer) bağlantısına tıklayıp, Google'ın ek özelliklerine, ürünlerine ve de daha etkili arama yapmak için ipuçlarına ulaşın. Google'ın arama rehberi sitesi google.com/help/cheatsheet.html.'ye bir göz atın.Bonus: Google laboratuarlarında gelecekte yapılacak Google yeniliklerine bakın. (TV araması, kişisel arama, gerçek zamanlı taksi durakları ve daha fazlası). Google arama kutusuna "Google labs" yazmanız yeterli. Boooooooool şans!

Kaynak: Google hikayesi David A. Vise Mark Malseed