Google
 
Dün; iptal edilmiş bir çektir, Yarın; emre hazır bir senettir, Bugün ise peşin paradır, Bugünden yararlanın. (HZ. MEVLANA)

29 Mayıs 2008 Perşembe

Giderlerin Sınıflandırılması

Giderler, farklı esaslara göre sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma iç içe ve birbirini tamamlayıcı bir özellik göstermektedir. Sınıflandırmanın başlangıç noktası, giderlerin işletme için ne anlamı ifade ettiğinin belirlenmesidir. Giderlerin finansal tablolarda nasıl gösterileceğine ilişkin bir sınıflandırma başlangıcı oluşturmaktadır.

Giderlerin Finansal Tablolarda Gösterilmesi
Finansal tabloda gösterilmesi esasına göre sınıflandırıldığında, giderler Bilanço ve Gelir Tablosunda gösterilmesine göre iki grupta toplanacaktır. Bu sınıflandırmada bilançonun süreklilik ve gelir tablosunun dönemlik olma özellikleri göz önünde tutulacaktır. Eğer bir gider kaleminden gelecek hesap dönemlerinden de faydalanılacaksa bu gider kalemi Bilançoda gösterilecektir. Diğer taraftan gider sadece cari döneme ilişkin ise, gelecek hesap dönemleri ile ilişkili değilse bu tür giderler Gelir Tablosunda gösterilecektir. Bilançoda gösterilen giderler (maddi duran varlıkların alış bedelleri) ve bunların gelir tablosuna yansıyan kısımları (amortisman giderleri) sınıflandırmaya örnek olarak verilebilir.
Bilançolarda ve gelir tablosunda gösterilmesine göre giderler genel olarak
1 Yatırım giderleri
2 İşletme giderleri olarak sınıflandırılmaktadır.

Yatırım Giderleri
Mamul ya da hizmet üretmek/sunmak amacı ile yapılan ve birden çok hesap dönemini kapsayan giderlerdir ki BİLANÇO da gösterilirler. Bilanço kalemi olan bu unsurlar, tüketildikleri an gider olarak tanımlanmaktadırlar. Bu tür giderler varlıkların tüketilmeleri karşılığında gelir tablosuna aktarılırlar. Amortisman gideri, varlıkların tüketilen kısmı olarak gelir tablosuna yansıtılacaktır. Veya üretilen mamuller, satıldıkları zaman satılan mamul maliyeti olarak gelir tablosuna aktarılacaktır. Bilanço kalemleri farlı hesap dönemleri arasında devredilme özelliğine sahiptir. Varlıkların tüketilen kısmı, bilançodan çıkarılarak gelir tablosuna gider veya zarar olarak aktarılacaktır.

İşletme Giderleri
Cari döneme ilişkin olarak gerçekleştirilen faaliyetlerin parasal ifadesidir. Bu tür giderler, sadece cari döneme ilişkindir, dönemler arasında devredilemez. İşletme giderleri, stoklara dönüşebilen giderlerdir. Üretim giderleri toplamı, mamul satılana kadar, yarı mamul maliyeti ve mamul maliyeti olarak bilançoda yer alacaktır. Diğer taraftan, işletme giderleri kendi içerisinde de fonksiyonel yapıya göre sınıflandırmaya tabi tutulmaktadır.

Fonksiyon Esasına Göre Giderler


Çeşit Esasına Göre Giderler

1 İLK MADDE VE MALZEME GİDERLERİ
2 İŞÇİ ÜCRET VE GİDERLERİ
3 MEMUR ÜCRET VE GİDERLERİ
4 DIŞARIDAN SAĞLANAN FAYDA VE HİZMETLER
5 ÇEŞİTLİ GİDERLER
6 VERGİ RESİM VE HARÇLAR
7 AMORTİSMAN VE TÜKENME PAYLARI
8 FİNANSMAN GİDERLERİ

Mamullere Yüklenme Esasına Göre Giderler

Giderler, gider yerleri ve mamullere yüklenme esasına göre iki gruba ayrılmaktadır:
1 Direkt giderler
2 Endirekt giderler

Direkt Giderler

Gider yerleri ve mamullere doğrudan yüklenme özelliğine sahiptirler. Doğrudan yüklenme özelliği nedeni ile herhangi bir aracı (dağıtım anahtarı) kullanılmaksızın mamullere doğrudan yüklenme ifade edilmektedir.
DİMM ve Dİ giderleri, üretilen mamullerin bünyesinde doğrudan yer alan, esas gider yeri bazında kolaylıkla izlenebilen gider türleridir. Bu nedenle bu tür giderler, mamullere doğrudan yüklenmektedir. Bu tür giderler, farklı mamuller ve gider yerleri için kolaylıkla tespit edilebilir.

Endirekt Giderler

Gider yerleri ve mamullere doğrudan yüklenme özelliğine sahip değildirler. Bu tür giderler, gider yerleri ve mamullere dağıtım anahtarı aracılığı ile yüklenmektedirler. Bu tür giderler, kullanım amaçlarına göre “üretim gider yerleri” ve “üretim dışı gider yerleri” ile ilişkilendirilebilir.
Direkt giderler dışında kalan, fakat üretim ile ilgili olan giderler, endirekt gider özelliği taşımakta olup GÜG başlığı altında toplanmaktadır. Üretim dışındaki endirekt giderler ise, dönem gideri (fonksiyonlara esasına göre) olarak kabul edilir.


Gider yerleri TDHP’ nında aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:
1 Esas üretim gider yerleri
2 Yardımcı üretim gider yerleri
3 Yardımcı hizmet gider yerleri
4 Yatırım gider yerleri
5 Üretim yerleri yönetim gider yerleri
6 Araştırma ve geliştirme gider yerleri
7 Pazarlama satış ve dağıtım gider yerleri
8 Genel yönetim gider yerleri

FAALİYET HACMİNE GÖRE MALİYETLER
Faaliyet hacmindeki değişmelere göre maliyetler, aşağıdaki şekilde sınıflandırılmaktadır:
1 Sabit maliyetler
2 Değişken maliyetler
3 Yarı sabit maliyetler
4 Yarı değişken maliyetler

Sabit Maliyetler
Faaliyet hacmindeki değişmelere göre değişme göstermeyen, sabit kalan maliyetlerdir. Sabit maliyetlerin sabit olma özelliği iki unsura bağlıdır. Bunlardan ilki, belirli bir zaman dilimi, ikincisi ise belirli bir faaliyet hacmidir. Kısa dönemde sabit olan giderler, uzun dönemlerde değişkenlik gösterilmektedir. Belirli bir faaliyet hacminde sabit olan maliyetler, faaliyet hacmindeki artışa bağlı olarak birim faaliyet hacmi başına değişken olmaktadır. Amortisman gideri, kira ve sigorta gideri gibi maliyet unsurları, faaliyet hacmindeki değişikliklerden etkilenmemektedirler. Ancak faaliyet hacmindeki artışa bağlı olarak birim faaliyet hacmi başına düşen sabit maliyetin payı azalacaktır.


Değişken Maliyetler
Faaliyet hacmindeki değişikliklere bağlı olarak değişiklik gösteren maliyetlerdir. Faaliyet hacmindeki artış/azalışa bağlı olarak artan/azalan maliyetlerdir. Birim başına değişken maliyetler ise, sabit olmakta, değişme göstermemektedirler. Dİİİ ve Dİ ve enerji gideri gibi faaliyet hacmine göre değişme gösteren maliyet unsurları, faaliyet hacmi ile aynı yönde hareket eder.

Yarı sabit ve yarı değişken maliyetler
İşletmelerde tam anlamı ile sabit ve değişken olmayan maliyetler vardır. Faaliyet hacmi sıfır da olsa var olan ve faaliyet hacmindeki artışa bağlı olarak artış gösteren maliyetlerdir. Bu tür maliyetler, sabit ve değişken maliyet özelliklerini bünyesinde toplayan karma giderlerdir.

KAYNAK

--------------------------------------------------------------------------------

Doç. Dr. Sait Kaygusuz, Yönetim Muhasebesi, Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi

28 Mayıs 2008 Çarşamba

Maliyet ve Türleri

İşletmelerde belirli amaçlara yönelik faaliyetlerin getirilmesinde amaç elbette kâr elde etmektir. Kara ulaşmak amacı ile de işletme bir takım fedakarlıklara katlanacaktır. İşletmenin karı artırıcı ve maliyeti azaltıcı çalışmaları da fayda–maliyet arasındaki ilişkiye göre şekillenecektir. Maliyet, genel olarak belirli amaca ulaşmak için katlanılan fedakarlıkların parasal değeri olarak tanımlanmaktadır. Maliyetler, belirlenen amaçlara ulaşmanın parasal değeri olarak ifade edildiğine göre fedakarlık belirli bir şey karşılığında yapıldığında maliyet olarak tanımlanmaktadır.

Harcama-Gider-Maliyet Arasındaki İlişki
Maliyet ile birlikte gider ve harcama kavramları genellikle bir birleri ile karıştırılmaktadır. Bu nedenle bu kavramların birbirinden farklı yönleri ortaya konulmalıdır.

Harcama: Belirli bir varlık edinimi için yapılan ya da yapılacak olan ödemeleri ifade etmektedir. Geniş bir ifade ile, varlığın edinimi, hizmetin sağlanması amacı ile ödeme yapma, borçlanma ve mal verme gibi fedakarlıkların parasal ifadesidir.

10.000 TL’ lik malzeme satın alındı. Ödeme 2 ay sonra yapılacak.
10.000 TL HARCAMA dır.




Gider:
Belirli bir zaman diliminde varlıkların kullanılan ve tüketilen kısmının parasal değeridir. Gider harcama karşılığında elde edilen varlıkların tüketilen (kullanılan) kısmıdır.
7.000 TL’ lik malzeme üretime sevk edildi.
7.000 TL D.İ.M.M. GİDERİDİR




Maliyet
Daha önce de ifade edildiği gibi, belirlenen bir amaca ulaşma için katlanılan fedakarlıkların parasal değeridir. Mamul ya da hizmet üretmek için gerçekleştirilen giderlerin de toplamı maliyet olarak tanımlanmaktadır. Mamul yada hizmet üretmek amacı ile katlanılan fedakarlıkların parasal toplamıdır. Kelime itibari ile tek başına kullanılmamaktadır. Üretim maliyeti, satılan mamul maliyeti vb. gibi.

Zarar
Belirli bir amaç karşılığında yapılan faaliyetlerin parasal karşılığı giderdir. Ancak, işletme faaliyetleri açısından geçerli olmayan ve işletme amaçları ile uyuşmayan faaliyetlerin parasal karşılığı zarardır.
Üretim siparişi için ek mesai karlığında yapılan ödemeler giderdir.
Yangın nedeni ile ara verilen faaliyetlerin telafisi için ek mesai yapılması ve bunun için yapılan ödemeler ise, zarardır.

Her üç kavramı kendi arasında karşılaştırıldığında üçü arasındaki farklılık daha iyi anlaşılacaktır.
Harcama ve Gider arasındaki ilişkiye göre, harcama belirli bir hesap dönemine bağlı değildir. Gider ise belirli amacın gerçekleştirilmesi için kullanıldığı için ilgili hesap dönemine bağlı olarak ifade edilir. Gider, harcama kalemlerinin mamul üretimi için kullanılan kısmını ifade etmektedir. Harcama kalemleri bilançoda yer alırken gider kalemleri gelir tablosunda gösterilmektedir.
Gider ve Maliyet arasındaki ilişkiye göre, maliyet giderlerden oluşmaktadır. Gider, mamul üretimi için kullanımı ifade etmekte, maliyet ise üretilen mamulün parasal değerini ifade etmektedir. Maliyet, üretim faaliyetlerinde üretilen mamullerin giderleri ile hesaplanmaktadır. Maliyet, üretim sonucunda ortaya konan değerin (mamul) parasal değeridir. Maliyet, giderden daha ileri bir aşamada ortaya çıkmaktadır.
Maliyetler, faaliyetlerin yapılma amacına göre sınıflandırılmaktadır. Bir üretim işletmesi için en önemli maliyet kavramı üretim maliyetidir. Genel itibari ile maliyet;
1 Giderler toplamı olarak ifade edilen Üretim (Muhasebe) Maliyeti ve
2 Alternatif Maliyet olarak sınıflandırılmaktadır.


Üretim (Muhasebe) Maliyeti

Belirlenen amaca ulaşmak için katlanılan tüm giderler toplamıdır. Mamul ya da hizmet üretme amacı ile kullanılan malzeme, işçilere yapılan ödemeler, enerji giderleri, amortisman giderleri, yakıt ve benzeri giderlerin toplamıdır. Bu toplam mamulün üretim maliyeti olarak hesaplanmaktadır.



Fırsat Maliyeti (Alternatif Maliyet) Alternatifler seçenekler arasında karar verirken, seçeneklerden birinden vazgeçilmesi durumunda kaybedilen fayda veya kazanç fırsat maliyettir. Farklı alternatifler arasında karar vermek için, maksimum fayda veya kazancı verecek alternatife göre hareket etmek gerekecektir.

ÖRNEK
İşletmenin elinde 20.000 TL mevcuttur. Parasını değerlendirmenin iki alternatifi vardır: (1) Dolara yatırmak, (2) Euro’ ya yatırmak.

* Yukarıdaki iki seçenekten birisine yatırım yapmanın alternatif maliyeti, diğerine yatırım yapmama nedeni ile kaybedilen kazançtır. Bu durumda işletme, yüksek getiri sağlayan Euro’ ya yatırım yapacaktır. Bu yatırımın alternatif maliyeti ise, 2.000 TL’ dir.
* Aynı örneği üç alternatif açısından incelersek aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkacaktır. Yukarıdaki iki alternatife Hazine Bonosu alternatifini de ekleyelim.


İşletmenin Hazine bonosu alternatifini seçmesi durumunda alternatif maliyeti, diğer iki seçenek arasında en yüksek faydayı sağlayan Euro’ nun getirisi (5.000 TL) olacaktır. Hazine bonosu dışında diğer iki alternatife yatırım yapmanın alternatif maliyeti de hazine bonosunun getirisi (6.000 TL) olacaktır.


KAYNAK
----------------------------------------------------------------
Doç. Dr. Sait Kaygusuz, Yönetim Muhasebesi, Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi

21 Mayıs 2008 Çarşamba

Yönetim Muhasebesine Giriş

İşletmeler kâr amaçlı olarak çalışan ve faaliyetlerini ve karını devamlı artırmak amacı ile sürdüren kuruluşlardır. Elbette amaç kâr elde etmektir ancak, kara giden yolda işletmelerin faaliyetlerini belirli bir sistematik dahilinde sürdürmesi gerekmektedir. İşletmelerin yönetim faaliyetlerinin de bu amaçlara ulaşmayı sağlayacak şekilde yapılandırmak gerekecektir. Yönetim, farklı fonksiyonlar arasında bir koordinasyonun sağlanmasıdır. İşletmenin her alanında farklı faaliyete ve uzmanlık alanlarına göre fonksiyonel bir yapılanma söz konusudur. İşletmenin temel fonksiyonları arasında planlama, organizasyon, yürütme ve denetleme fonksiyonları yer almaktadır. Bu fonksiyonlar arasında koordinasyonun sağlanması gerekmektedir.

Yönetimin karar alma aşamasında, değişik alternatifleri değerlendirme ve işletme menfaatlerine en uygun seçimi yapması gerekmektedir. Yönetimin karar alması için gerçekçi ve alacağı kararları destekleyici bilgiye sahip olması gerekir. Özellikle karar almayı gerektiren durumun ortaya çıkması ve bu durum ile ilgili alternatiflerin belirlenmesi ile en uygun seçeneğin seçilmesi gerekmektedir. Bu nedenle karar verme;
1. Sorunun tanımı,
2. Sorun gidermeye yönelik faaliyetlerin alternatif yapılma şekli ve
3. Alternatifler arasında en uygun olanın seçimine yönelik bir süreçtir.

En uygun seçeneğin tercih edilmesinde elbette işletme amaçlarına paralellik sağlamak zorunluluğu göz önünde bulundurulacaktır. Amaç sadece karar verme değil, en uygun ve işletmenin genel amaçları doğrultusunda karar vermektir.

Karar verme için işletme yönetiminin karar almayı destekleyici bilgiye sahip olması gerekir. Bilgi, işlenecek ve karar verme için kullanılacaktır. Bu nedenle işletmenin kendi dinamikleri arasında iyi bir bilgi sistemi olmalıdır. Bilgi sistemi, işletme içinde gerçekleşen ve faaliyetler ile ilgili işlemlerin sistematik akışıdır. Yönetimin bilgi ihtiyacı işletmenin büyüklüğü ve faaliyet alanlarına göre değişme göstermektedir. Yönetimin ihtiyaç duyduğu bilgiye ulaşması etkin bir bilgi sisteminin varlığına bağlıdır. Bilgi sistemi, işletme içinde sayısal ve sayısal olmayan bilgilerin toplanması, işlenmesi ve amaçlara uygun olarak raporlanmasını kapsayan bir bütündür. Sayısal tabanlı bilgilerin sayısal olmayan bilgiye göre kesinlik taşıması, diğer bir ifade ile göreceli olmaması daha çok kullanılmasının temel nedenidir.

İşletmelerde bilgi sistemi olarak geçmişten günümüze gelindiğinde muhasebe bilgi sistemi işletmeler için önemli bir onumdadır. Verilecek kararları destekleyici olarak yapılandırılan muhasebe bilgi sistemi, günümüz koşullarında istatistik bilgilerin de kullanılması ile daha kapsamlı hale gelmiştir. Yönetimin her kademesinde verilecek kararların birbirini destekler nitelikte olması gerekmektedir. Bilgi sisteminde veri, işlenerek kullanıma hazır bilgi olarak yönetime sunulmaktadır (raporlama). Bu süreç işletmelerde sadece genel muhasebe fonksiyonu ile yerine getirilememektedir. Yönetim muhasebesi de, yönetimin vereceği kararları destekleyici bilgileri işleyecek ve raporlayacak bir muhasebe disiplini olarak genel muhasebeyi desteklemektedir.

YÖNETİM MUHASEBESİNİN MUHASEBE FONKSİYONU İÇİNDE YERİ

Muhasebe, işletmeler için veri toplayan ve faaliyet sonuçlarını raporlayan bir bilgi sistemidir. Bunun dışında pazarlama araştırması ve yöneylem araştırması da bilgi sitemi için kullanılan tekniklerdir. Ancak muhasebe diğerlerine göre en çok kullanılan ve kapsama alanı da işletmeler için en geniş olan bilgi sistemidir. Muhasebe dışında kalan teknikler, genelde istenildiği zaman kullanılmakta, devamlılık göstermemektedir. Diğer tekniklerin de işlemleri için muhasebe bilgilerini kullanması da muhasebenin önemini ortaya koymaktadır.

Muhasebe, işletmelerde gerçekleşen ve para ile ifade edilen mali nitelikli olayları toplayan, bunları belirli esaslar dahilinde kayıtlara geçirerek sınıflandırarak analiz hazır hale getirmek için özetleyen bir süreçtir. Belgeye dayalı olarak işlemleri kaydetme, sınıflandırma ve özetleme muhasebenin birincil fonksiyonu iken; özetlenen bu bilgilerin analiz ve yorumu da muhasebenin ikincil fonksiyonudur. Muhasebe ile işletme ile ilgili menfaat gruplarına bilgiler raporlanırken (mali tablolar aracılığı ile) işletmenin kendi içinde de bir iç raporlama sistemi ile bilgi akışı sağlanmaktadır. Sağlanan bu bilgiler işletme yönetimin vereceği kararlar için de kullanılacaktır.
İşletme içinde muhasebe fonksiyonu içinde genel muhasebe, maliyet muhasebesi ve yönetim muhasebesi gibi farklı alanlar vardır. İşletmelerde fonksiyonel yapı içerisinde yönetim muhasebesi, genel muhasebe ve maliyet muhasebesini kapsamaktadır. Genel muhasebe vergi kanunları ve diğer yasal düzenlemeler ile şekillendirilirken yönetim muhasebesinde işletmenin amaçları doğrultusunda karar verme eksenli bir yapı söz konusudur. Genel muhasebe yasal sınırlar ve yaptırımlara bağlı iken yönetim muhasebesinde işletme ve yönetimin ihtiyaçları ön plandadır. Genel muhasebe ve yönetim muhasebesi arasındaki farklılıklar aşağıda gösterilmektedir.

Genel Muhasebe ve Yönetim Muhasebesi Arasındaki Temel Farklılıklar

GENEL MUHASEBE

Dışa dönük muhasebedir
Çalışmalar yasal yaptırımlar ile gerçekleştirilmektedir
Geçmişe dönüktür
Kanıtlayıcı ve belgeye dayalı işlem yapılır
Kayıt, sınıflandırma ve özet temel amaç iken analiz ve yorum minimum düzeydedir
Geçmişe dayalı raporlama yapılır (Bilanço ve Gelir Tablosu)
Raporlarda genel nitelikli bilgiler yer almaktadır.

YÖNETİM MUHASEBESİ

İçe dönük muhasebedir
İşletmenin iç dinamikleri ve yöneticinin ihtiyaçları ile çalışmalar gerçekleştirilmektedir
Geleceğe dönüktür.
Kanıtlayıcı olsun ya da olmasın her türlü bilgi kullanılır.
Analiz, en önemli işlevidir.
Karar vermek amacı ile mali tabloların analizi ve geleceğe yönelik raporlar
(pro-forma tablolar) hazırlanır
Raporlarda ayrıntılı bilgiler yer almaktadır.
Genel muhasebe ve yönetim muhasebesi arasında farklılıklar bulunmasına rağmen her iki muhasebe dalı da birbirini desteklemektedir. Genel muhasebe ile elde edilen bilgiler yönetim muhasebesi tarafından da kullanılmaktadır. İşletmenin geçmiş dönemlerdeki faaliyetleri ve bu faaliyetlerin olumlu ya da olumsuz sonuçları ve deneyim işletmenin geleceğe yönelik kararlarında belirleyici olacaktır. Yönetim muhasebesinin genel muhasebeyi kapsamı içine aldığı ve aralarındaki en önemli farklılığın genel muhasebenin yasal yaptırımlara bağlı kalmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Yönetim muhasebesi ve işletmenin diğer fonksiyonları ile ilişkisi incelendiğinde yönetim muhasebesi ile planlama, organizasyon, yürütme ve denetleme fonksiyonları arasında sıkı bir ilişki vardır. Zaten yönetim muhasebesinin de maliyet ve genel muhasebe ile amaçlarını şu şekilde ifade edebiliriz:

İşletme amaçlarına ulaşmak için gereken ve amaca uygun kararı vermek amacı ile,
1. Faaliyetlerin planlanması,
2. Planlanan faaliyetlerin amaca uygun olarak gerçekleştirilmesi için koordineli bir şekilde yürütülmesi,
3. Yürütülen faaliyetlerin hedeflere uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek için kontrol edilmesi ve
4. Faaliyet sonuçlarının ( olumlu ya da olumsuz) da raporlanmasıdır.

KAYNAK

---------------------------------------------------
Doç. Dr. Sait Kaygusuz, Yönetim Muhasebesi, Uludağ Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü Öğretim Üyesi